Genç Eorl'un Ağıdı
Nerde küheylan, süvari, çalınan boru nerde?
Nerde zırh, nerde uçuşan sarı saçlar, miğferde,
Nerde o arp çalan el ki tutuşurdu tellerde
Bahar, hasat ve upuzun ekinler, perde perde...?
Dağlardan yağmur, çayırdan yeller gibi geçtiler,
Batı'da günler dağların gölgesine göçtüler...
Kim getirsin bu yangının külünü bir araya,
Ve gözlesin gün Deniz'de vuruyorken karaya...?
Muhammed Bahadırhan Dinçaslan
*Siyah Beyaz Kültür ve Sanat Platformu Mart sayısında yayımlanmıştır
23 Mayıs 2010 Pazar
21 Mayıs 2010 Cuma
Lament for Boromir-Türkçe Çeviri
Aragorn söyledi:
Aşarak Rohan boyunca kırları, batakları,
Çarpar Mundburg surlarına latif Batı Rüzgarı...
"Ey gezgin yel!Taşıdığın ah, hangi havadistir?
Çarptı mı gözüne mehtap ışığında Boromir?"
"Gördüm, atının üstünde yedi ırmağı geçti,
Gördüm! Bomboş nice yoldan o en ırağı seçti!
Tuttu kuzeyin karanlık sislerine yolunu
Artık Kuzey Yeli gözler Denethor'un oğlunu..."
"Ah Boromir! Gözlüyorum garbı surlardan, ama
Bomboş topraklarda gölgen çarpmıyor nazarıma..."
Legolas söyledi:
Taşar deniz sesi, uçar cenubun rüzgarıyla
İnler surun kapısında martı çığlıklarıyla...
"İnlemende hangi haber saklı ey güney yeli?
Nerde zarif Boromir,ah, epey oldu gideli?"
"Sorma bana nerde meskun- Güneyde hep kemik var!
Ak ve kara sahillerde hepsi uzanmış yatar...
Niceleri Anduin'den 'deniz' aşkıyla indi
Ben de haber soruyorum Kuzey Yeli'nden şimdi..."
"Ah Boromir, kapıların ötesinden, güneyden
Martılarla çığlık çığlık gelmiyorsun sen, neden?"
Aragorn Bir kez daha söyledi:
Kükreyen şelalelerden, Kral Kapıları'ndan
Aşar gelir Kuzey Yeli, buz gibi ve kudurgan...
"Kuzey Yeli! Nefesin ki güçlüdür, nice haber
Taşır... Bizlere korkusuz Boromir'den haber ver!"
"Amon Hen'in eteğinde duydum son narasını
Ard arda binlerce düşman deşerken yarasını
Düştü... Ama çehresine bir letafet hakimdi,
Na'şını altın Rauros göğsünde taşır şimdi..."
"Ak Kule'de bütün gözler dikilecek kuzeye
Bir gün Rauros'ta yiten Boromir gelir diye..."
Gimli söylemedi, çünkü Doğu Yeli'ne türkü yakılmaz...
M. Bahadırhan Dinçaslan
Not: Siyah Beyaz Kültür Sanat Platformu Ocak 2011 sayısında yayınlanmıştır.
Aşarak Rohan boyunca kırları, batakları,
Çarpar Mundburg surlarına latif Batı Rüzgarı...
"Ey gezgin yel!Taşıdığın ah, hangi havadistir?
Çarptı mı gözüne mehtap ışığında Boromir?"
"Gördüm, atının üstünde yedi ırmağı geçti,
Gördüm! Bomboş nice yoldan o en ırağı seçti!
Tuttu kuzeyin karanlık sislerine yolunu
Artık Kuzey Yeli gözler Denethor'un oğlunu..."
"Ah Boromir! Gözlüyorum garbı surlardan, ama
Bomboş topraklarda gölgen çarpmıyor nazarıma..."
Legolas söyledi:
Taşar deniz sesi, uçar cenubun rüzgarıyla
İnler surun kapısında martı çığlıklarıyla...
"İnlemende hangi haber saklı ey güney yeli?
Nerde zarif Boromir,ah, epey oldu gideli?"
"Sorma bana nerde meskun- Güneyde hep kemik var!
Ak ve kara sahillerde hepsi uzanmış yatar...
Niceleri Anduin'den 'deniz' aşkıyla indi
Ben de haber soruyorum Kuzey Yeli'nden şimdi..."
"Ah Boromir, kapıların ötesinden, güneyden
Martılarla çığlık çığlık gelmiyorsun sen, neden?"
Aragorn Bir kez daha söyledi:
Kükreyen şelalelerden, Kral Kapıları'ndan
Aşar gelir Kuzey Yeli, buz gibi ve kudurgan...
"Kuzey Yeli! Nefesin ki güçlüdür, nice haber
Taşır... Bizlere korkusuz Boromir'den haber ver!"
"Amon Hen'in eteğinde duydum son narasını
Ard arda binlerce düşman deşerken yarasını
Düştü... Ama çehresine bir letafet hakimdi,
Na'şını altın Rauros göğsünde taşır şimdi..."
"Ak Kule'de bütün gözler dikilecek kuzeye
Bir gün Rauros'ta yiten Boromir gelir diye..."
Gimli söylemedi, çünkü Doğu Yeli'ne türkü yakılmaz...
M. Bahadırhan Dinçaslan
Not: Siyah Beyaz Kültür Sanat Platformu Ocak 2011 sayısında yayınlanmıştır.
Etiketler:
Boromir'in Ağıdı,
Lament For Boromir,
Türkçe Çeviri
10 Mayıs 2010 Pazartesi
Bilbo'nun Şiiri-Türkçe Çeviri

Şöminemin Başında-Türkçe Çeviri(I sit beside the fire)
Anıyorum, şöminemin başında, ne gördüysem
Kelebek ve çiçeklerle geçmiş yazlar... Pek müphem!
Eski hazanlarda kaldı altın yapraklar, sarı
Sabah sisi, gümüş güneş, serin sabah rüzgarı...
Ve atînin endişesi dimağıma düşüyor,
Gönlüm, baharsız bir kışın korkusuyla üşüyor...
Çünkü, görmedik çok şey var yüreğim meraklıdır,
Çünkü ormanda her bahar başka yeşil saklıdır,
Nerde, eski adamları o çok eski zamanın?
Ve yarınki çocukları bambaşka bir cihanın,
Ah! Ne zaman başka ben, başka hayat düşlesem
Kapımda günlük seslerle bölünüyor vesvesem!
Muhammed Bahadırhan Dinçaslan
Şiirin Orijinali:
I sit beside the fire and think of all that I have seen,
Of meadow-flowers and butterflies in summers that have been;
Of yellow leaves and gossamer in autumns that there were,
With morning mist and silver sun and wind upon my hair.
I sit beside the fire and think of how the world will be
When winter comes without a spring that I shall ever see.
For still there are so many things that I have never seen:
In every wood in every spring there is a different green.
I sit beside the fire and think of people long ago,
And people who will see a world that I shall never know.
But all the while I sit and think of times there were before,
I listen for returning feet and voices at the door.
J.R.R. Tolkien
Etiketler:
I sit beside the fire Türkçe çeviri
Kaydol:
Yorumlar (Atom)