20 Mart 2024 Çarşamba

Son Bozkırlı

Yürün beyler tam mevsimi
Bahar döndü yaz gibidir
Avşarların geçit resmi
Yatuklara naz gibidir

Arslanleyin duruşumuz
Kazak börü çavuşumuz
Kan içmek ayş u nuşumuz
Adam yemek haz gibidir

Kanım kaynar fokur fokur
Taşağımla dolar çukur
Serçe bana meydan okur
Benim sözüm baz gibidir

Düşün peşime peşime
Dokuz eş eklen eşime
Eyvah girerse düşüme
Kız gelinin kaz gibidir

Koman obasını basın
Bıyığıma adam asın
Ana oğlunu arasın
Bu meydanda caz' gibidir

Bala üşer tek arılar
Üşün gülüşsün tanrılar
Ağıt eden kart karılar
Kulağıma saz gibidir

Kulum etsem dokuzunu
Sürüp gitsem domuzunu
Bağına eksem tuzunu
Tümen kessem az gibidir

Bizi desin taze yırlar
Tarih efsanemiz sırlar
Biz gelmeden yeşil kırlar
Biz geçince daz gibidir

Bahadırhan Dinçaslan

8 Mart 2024 Cuma

İnşirah Sokağı



Örtünmüş ya uyumuyor basbayağı ölüdür,
Kadem düşmanı kaldırım kemikle örülüdür,
Benim de gençliğim işte bu şehre gömülüdür:
Baş taşımı göreceksin bakınca uzağından.

Sarhoşlar vardı bir zaman yurt tutup köşeleri
Gülle gibi sekerdi dev surlardan neşeleri.
"Kır" derdi "sana fedadır dizdiğim şişeleri"
Esirgemezdi varını yarinin ayağından.*

Şimdi hangi el tutuyor duhter-i rez destinden?
Hangi ayağın tozuna mısra döşer mestinden?
Yalnız bir nota yükselir rübab-ı şikestinden
Yalnız bir incecik duman tütüyor çerağından.

Doğru yollar bana göre değilmiş, sapacağım.
Mısralardan bir put dikip ömrümce tapacağım.
Şimdi aklımda tek şey var seninle yapacağım
Kurtulunca kevn u mekan can u beden bağından:

Kuyruğunu gök yüzünde unutan kurdun izi**
Önümüzde kıvrılırken, çok uzaktan denizi
Görünce bir lahza durup, bağlayıp elimizi
Küçük adımlarla inmek İnşirah Sokağı'ndan

Bahadırhan Dinçaslan

*"Ayağın sakınarak basma aman sultanım / Dökülen mey, kırılan şişe-i rindan olsun"

**Zenebüs sirhan, kurt kuyruğu, fecr-i kazib.

Görseli Önder Kaya'nın bir paylaşımından aldım.

1 Şubat 2024 Perşembe

Alparslan'a Kudumiye

-"İran'da Çocuklarına 'Alparslan' Adını Vermek İçin Mücadele Eden Türk Aile, 27 Aylık Mücadeleyi Kazandı", TamgaTürk'ten bir haber-

Biz çok öldük adımızı andımız ettik diye
Az yaşadık ongunumuz alıcı kuştur malum*
Dağa taşa adın koyan Oğuz Han'dan bakiye
Ad koymadan filiz vermez nazlı olur bu tohum

Dedemizi öldürdüler ad koyar soy soylardı
Yâda özendi bazımız çağırsak dilim dönmez
Oysa günden aydan mülhem nice adımız vardı
Şimdi yitik nağıllarda küllenir ama sönmez

İt börüdür kul yağıdır herkes aslına varır
Aslıma ben varacağım cehennem odunuyum
Adımı duyunca hala Fars'ın benzi sararır
O Hüsrev'in iç oğlanı ben Tong'un budunuyum

Tanrılarsa Arap yahut Fars değilim diyerek
Benim tenimi yakacak - Erlik Kağan kollasın!
Ejder yiyen evladına yağı olmaz engerek
Hindu kulum yedi molla beşiğimi sallasın

Yılan çıyan isimliye etme sakın mudana
Arslan adlım kurt mayalım yürümeden dineldin
Efsiz ofsuz Türk oğlu Türk Küpçü'den selam sana
Alparslan'ım, balam menim, dünyamıza hoş geldin.

Bahadırhan Dinçaslan

*Yırtıcılar az yaşar, uzun sürmez doğanlık.

29 Ocak 2024 Pazartesi

Kindar



Beni şeytan senin rahme düştüğün gün kunladı
Sol omzunda muhbirim var kendinden kaçamazsın
Senin benim olduğunu kör Azrail anladı
Cinler kapattı yolunu ölmeden açamazsın

Ayaksızsam sürünürüm yine bulurum seni
Elsiz kalsam tükürürüm dişimi kurşun diye
Mil çek gözüme, sonunda o korkmuş ifadeni
Göğsüme dağlatır yine tadarım biteviye

Seni saklayan kaderse levh-i mahfuzu kırar
Hangi tanrıya sığınsan mabedini yıkarım
Kuş olup sen şu bulutlu göğe etsen de firar
Kırk ikindi kanadının dibinde ben çakarım

Ya sen, ya ben kaçma davran bugün dürülsün defter
Yoksa ömrünce ne zaman gelirim sezemezsin.
Öldür beni! Ciğerimden deve dikeni biter
Çelme takar ayağına gönlünce gezemezsin.

Bahadırhan Dinçaslan