12 Mart 2022 Cumartesi

Ninni

 -Oğlum Elçibey Duran'a-

Göz kapağı gerisinde gece bir boş tuvaldir
Her sabah göğün yüzünü öz rengine boyuyor

Düşünde bir kızıl elma çehresi mütebessim
Minik parmakları günün kabuğunu soyuyor

Dudak çukurunda bir çiğ melekler sütü gümrah
Yedi öğün bereketten nasip alıp doyuyor

Yıldızların ninnisini kurtlar kuşlar içinde
Cin Atası Ceren Tay ve Elçibey'im duyuyor

Eşik iyesi nöbette babası ribattadır
Cümle kötülükten emin mışıl mışıl uyuyor...

M. Bahadırhan Dinçaslan

5 Mart 2022 Cumartesi

İsra



Kirpiklerim bir kıvamlı karanlığın içinde
Birbirine yapışıyor boğuluyor gözlerim
Dudağımı kurutuyor yükselen bu uğultu
Kaskatı bıyıklarımdan sarkıt salıyor terim
Bir heyula yükseliyor sahanlığın içinde

Ayranlık'tan beri ıslak nefesi ensemdedir
Anladım: Yalnız değilim evden çıktım çıkalı
Beni bu dağ yollarında nasıl da deniz tuttu?
Karanlığın perdesinde kocakarı masalı
Gölge oyunu oynuyor bu davetsiz misafir

Yeter ki yoldan çıkmasın titreyen ayaklarım
Köye varmama az kaldı - şu tepeyi dönünce
İlk ışıklar görünecek - ömre bedel bir muştu
Ay karanlık, yıldızlar da şom uğursuz sönünce
Bir titrek aleve hasret kaldı göz kapaklarım

Fakat sesler... Bağırtılar! Rahat vermez heyula!
Yanık kokusu geliyor burnuma meçhullerden
Adımı sesliyor sanki sol yanımda bir kuytu
Ebemin ak hamaylını okuyorum ezberden
Bu seslerin hatifleri ilişmesinler yola!

Çığlık kıyamet söküyor dağların dişlerini
Alınkavak'ın altında görünmez kerpetenler
Ayranlık yolunda kaldım Allah beni unuttu
Sabah cesedimi bulur soyar artık çingenler
Fakat kimse kurcalamaz cinlerin işlerini!

M. Bahadırhan Dinçaslan