Kirpiklerim bir kıvamlı karanlığın içinde
Birbirine yapışıyor boğuluyor gözlerim
Dudağımı kurutuyor yükselen bu uğultu
Kaskatı bıyıklarımdan sarkıt salıyor terim
Bir heyula yükseliyor sahanlığın içinde
Ayranlık'tan beri ıslak nefesi ensemdedir
Anladım: Yalnız değilim evden çıktım çıkalı
Beni bu dağ yollarında nasıl da deniz tuttu?
Karanlığın perdesinde kocakarı masalı
Gölge oyunu oynuyor bu davetsiz misafir
Yeter ki yoldan çıkmasın titreyen ayaklarım
Köye varmama az kaldı - şu tepeyi dönünce
İlk ışıklar görünecek - ömre bedel bir muştu
Ay karanlık, yıldızlar da şom uğursuz sönünce
Bir titrek aleve hasret kaldı göz kapaklarım
Fakat sesler... Bağırtılar! Rahat vermez heyula!
Yanık kokusu geliyor burnuma meçhullerden
Adımı sesliyor sanki sol yanımda bir kuytu
Ebemin ak hamaylını okuyorum ezberden
Bu seslerin hatifleri ilişmesinler yola!
Çığlık kıyamet söküyor dağların dişlerini
Alınkavak'ın altında görünmez kerpetenler
Ayranlık yolunda kaldım Allah beni unuttu
Sabah cesedimi bulur soyar artık çingenler
Fakat kimse kurcalamaz cinlerin işlerini!
M. Bahadırhan Dinçaslan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder