25 Haziran 2013 Salı

Mesnée d'Hellequin

-Their brands were still on fire and their hooves were made of steel
Their horns were black and shiny and their hot breath he could feel
A bolt of fear went through him as they thundered through the sky
For he saw the Riders coming hard – and he heard their mournful cry!-


Kuzeyin kösleri vuruldu, dinle
Hükmün çağı erdi yalvarmak boşa
Gözle bak: Müspelhaym boşaldı kinle
Tanrılar yem oldu bozkurda kuşa

Bir kırık çekiç ve yılan derisi1
Bir çatlamış boru, yankısı mahzun
Dehşetle ricatte Valhöll çerisi
Çığlıkları meşum, uzun mu uzun

Simsiyah cübbesi bir çolak keşiş
Bir tanrının külü mü savurduğu?
Gözle bak, boza râm oldu meneviş
Kuzgunun üleşi dal boylu kuğu

***

Oysa bir zamanlar Gotaland'da biz2
Savurduk kılıcı şana, zafere
Şimdi bir solucan kadar nasipsiz
Döndük ev umarak harabelere

Nakşedildi kıvrım kıvrım bir yılan
Gözümüz, gönlümüz, kılıcımıza
Tepesi aşağı dala asılan
Bilgeden kut aldık biz hıncımıza

Layık mıdır şimdi tanrılarımız
Höyüksüz, rünsüz ve yuğsuz yok olsun
Bir zaman şaraba doymayan ağız
İrine gark olsun, solucan dolsun?

Sekiz bacaklı at şimdi sakattır
Huginn'in gördüğü: sadece kabus!
Arar bir meçhulü bak ağır ağır
Leş dolu meydanda sabık Godhlauss

***

Şu zayıf omzuma yüklenen bu yük:
Bir benim ateşe, buza direnen
Baktığım yer cüzzam, dokunsam çürük
Koklasam küf kokar dünya: kangıren

Tanrılar! Tanrılar! Neredesiniz
Freki topal mı? Ya Muninn? Sağır...
Gönderin, vaktidir kabardı deniz
Duy sesimi Huginn! Baldur'u çağır!

Gelmeli, çağıdır kutlu ılgarın
Tartaros'tan akın etmeli Tatar
Direnin yoldaşlar: ha bugün-yarın
Esecek doğudan bir taze rüzgar...

***

Doğu'da kıpırtı, bir taze soluk
Doğu yeli! Artık başka esiyor
Güneyde kaskatı akkor korkuluk
Kuzeyde bir jotunn buza kesiyor

Bozkırın atları yetişti, gözle!
Çekik gözler birer kılıç yarası
Nazar et dikenden yeşeren güle:
Kapandı garb ile şarkın arası3

Direndim ben buza ve saf ateşe
Bin yıldır ağladım, ağıda kandım
Yetişir! "Üşmesin kuzgunlar leşe
Devlet başa gerek" dedim: İnandım!

Sizindir, sizindir sıcaktan, dondan
Sakınıp bağrıma ektiğim tohum
Meyvesi hakkınız, tadın da ondan
Cehennemde tebessüm etsin ruhum

***

Atlılar! Bir toya gebe şimdi kuz
Esenlik getirin, durmayın, sürün!
Söyleyin, söyleyin nere uğrunuz
Atlılar! Beni de alın, götürün.

M. Bahadırhan Dinçaslan

Notlar:

1: Kırık çekiç, Thor'un çekici Mjollnir'e gönderme. Yılan da, Thor'un öldüreceği Jormungand.

2:Viking şiiri Krakumal'e gönderme. Yaptığım kör topal çevirisi şöyle bu şiirin:

"savurduk kılıçları
götaland'da bir zaman
yürüdük hür ve mağrur
ki ölsün ulu yılan
ve şora'yı almıştık
ki o çağdan beridir
tüylü donludur adım
dünyanın feleğine
mızrağı ben sapladım!"

3: Fuzuli'nin, Türkçe şiir söylemeyi, baharda dikenin gül açması olarak tarifine bir gönderme:

"ol sebepten farisi lafz ile çoktur nazm kim
nazm-ı nazük türk lafziyle igen düşvar olur
mende tevfik olsa bu düşvarı asan eylerem
nevbahar olgaç dikenden berg-i gül ızhar olur."

Unutmadan, "tepesi aşağı asılan" bilge, Yggdrasil'e baş aşağı asılan Odin tabii ki.

Sözcükler için küçük bir lügat koymak isterdim ama, sanırım okuyucu hepsini internetten kendisi okusa, daha iyi. Sadece, "Godhlauss" kelimesini bulamayabilir ki, kimi İskandinav metinlerinde geçen, kadim çağların ateistlerinin adıdır, kelime anlamı "tanrısız" demektir.

12 Haziran 2013 Çarşamba

Yolcu

"Men bele adamam menden uzak gez
Uzak gez heyrimden, şerrimden menim
Daha bu kalemim çiçek bitirmez
Kızlar çeleng örmez şeirimden menim"


Ramiz Rövşen

I.

Aklımdan tren geçer
Düdüğünü duyarsın
Tiz bir çağrıdır, meşum
Titreyerek uyarsın

İstasyonum pek gri
Bir pus çökmüş raylara
Onlar, viraneleri
Bağlayan saraylara

Aklımdan tren geçer
Ağıt yakan vagonlar
İstasyonumda benim
Tüm başlangıç ve sonlar

İki dakika - tamam.
Beklemem fazlasını
Yürürüm raylarımın
Çekerim cilasını

Uzaklarda bir kadın
Beni bekliyor, heyhat
İçimde gül açar ya
Pas kokuyor seyahat

Kimisinin içinden
Memleket geçer bazan
Bazan sevgili; ya ben?
Tren geçer aklımdan.


II.

Öyle çirkin ki adam;
Sözle tarif etmek zor
Dönüp aynaya baksa
Kendinden tiksiniyor

Baktığı yerde yeşil
Bir çift zehirli mantar
Dokunduğu yer uyuz
Öptüğü yer küf kokar

Bir hayat sürer ki o
Post-Modern Mavi Sakal;
Gerçek olamayacak
Kadar kötü bir masal!

Kimin hikayesine
Dahil olsa: mutsuz son
Yoldaşı tren yolu
Pusu yeri: İstasyon

Garezi var belli ki
Camdan yansımasına
Sabıkalı aynasız
Kin çökmüş simasına

Kendinden tiksindikçe
Dışavuruyor hıncı
Yolların müptezeli
Pek tanıdık yabancı!




M. Bahadırhan Dinçaslan