Bahadırhan Dinçaslan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bahadırhan Dinçaslan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Nisan 2025 Pazartesi

İşteş Çekimde İhtiyarlamak

-İhtiyarladın deyince beni paylayan karıya-

Yenilginin kaçınılmaz olduğu bir yarıştı
İkimizden yalnız biri bu gerçekle barıştı
Benim saçım beyazladı senin alnın kırıştı:

İlk gençliğin büyüsünü maziye ısmarladık
Direnme, yas tutma, alış: Kadın, ihtiyarladık!

Yaşlanırsın bıraktığın gün bu düşün peşini
Hiç ölmemek hayalinin karanlık güneşini
İkmal ettik nice bir yıl aşkının ateşini

Kesik kesik soluğunda biz beyhude harladık
Üşüyoruz, ne yapsak boş: Kadın, ihtiyarladık!

Bundandır boş ufka dalmam her gün akşam üzeri
Sigaramın dumanında düğümledim kaderi
Muvakkattır gördüğümüz ve bizi gördükleri

Oğlumuzun gözlerinde yıldız gibi parladık
Fakat çok geçmeden kaydık: Kadın, ihtiyarladık!

M. Bahadırhan Dinçaslan

8 Şubat 2025 Cumartesi

Aziz Şehidin Kızı




Göğsünde elbisenin
Seri malı bir yazı:
Adın bile yok senin
Aziz şehidin kızı.

Kırk kavisli bir yılan,
Sıkarken ilmeğini,
Dönmüyor dilin elan,
Dökmeye yüreğini.

Büzdüğün dudağında
Titreyen Türk tarihi,
Ya kurur yanağında
Ya muştular bir fethi.

Ya babanın kanına
Aksedince ay yıldız;
Armağan diye sana
Bir cennet yaratırız.

Ya çadırı beşiği
Toplayıp pes ederiz.
O, babanın gittiği
Cehenneme gideriz.

Bahadırhan Dinçaslan

4 Aralık 2024 Çarşamba

Eskiden

Eskiden başka kızlar görgüsü başka
Başka güzellikleri bölüşürlerdi

Attila İlhan

I.

Eskiden başka adamlar sivri bıyıklı
Çekik kısık gözlerinde kıvılcım saklı
Haritalarda kıtalar bölüşürlerdi.

Eskiden başka aşıklar ruhları yangın
Derli toplu sözleriyle ve darmadağın
Saçlarıyla pek utangaç gülüşürlerdi.

Eskiden başka çocuklar boncuk gözleri
Maviler ısırmış gibi baktığı yeri
Yüreğimizi ürpertir ve üşürlerdi.

II.

Şimdi hep aynı adamlar temiz tıraşlı
Kıtalarda gözleri yok hep ağırbaşlı
İşe gidip geliyorlar ve yaşıyorlar.

Şimdi aşık oldukları kadınlar bile
Gece gündüz naz etseler yine nafile
Bir heyecan için kırk yıl uğraşıyorlar.

Yine gizemli çocuklar köşe başında
Dikiliyor fakat günün boş telaşında
Asla görmeden geçiyor, alışıyorlar.

Bahadırhan Dinçaslan



12 Kasım 2024 Salı

Nemesis




Ağlamaz - ağ örer ayaklarına
Takılır düşersin günü gelince.
Bir başka kafirin boş mezarına
Uğrar da yeminler eder her gece.

Ağlamaz, dikilir misal-i Menat
Gözleri kıvılcım - Tarık yıldızı
Göllenir içinde bir sinsi sanat
Kör akrep kucaklar gecenin kızı.

Erkeklerin iktidarı sönse de
Yalım gibi çıkıp dimdik bir kadın
Bulduğu her fırsattan istifade
Hesabını sana sormaz mı sandın?

Bakışları zehir, kirpikleri ok
Kerkenez pençesi uzattığı el
Senden ve rabbinden hiç pervası yok
İrkilir ruhuna dokunsa ecel.

Artık sen tedbirsiz gezinme, sakın,
Her perde ardında bir sinsi bıçak.
Soğuk hayfı budadığın başların
Bu rahmin soyuna nasip olacak.

Ne Allah ne evlat - dilinde müdam
Sayıklanan yalnız senin adındır.
Hindu teni tarazlanmış İntikam:
Ciğerini dişleyen bir kadındır.

Bahadırhan Dinçaslan

22 Ekim 2024 Salı

Türkiye Türklerindir

Türk'e ölümden öte köy yok herkes bilecek.
Türk'e kefen göklerin yüzünden biçilecek.
İtilafa kalkan baş, Kürt'e mi eğilecek?

Kafan basmaz zorlama, bu mevzular derindir.
Yalnız şunu bil yeter: Türkiye Türklerindir!

Kuduz ağzında köpük tehditler saçıyorsun,
Karşı gelince kuyruk kıstırıp kaçıyorsun,
Kaşımız çatılınca altına sıçıyorsun

Sor dostuna hatırlar Ege biraz serindir
Bu mevsimde yüzülmez - Türkiye Türklerindir!

Çık meydana görelim kim peşrev tutar sana.
Gel! Bin yıldır yüreğim kin ile atar sana.
Vur! Göğsümde gül biter dikeni batar sana

Benden bayrak boşanır senden akan irindir
Git bir delik bul yaşa - Türkiye Türklerindir!

Bahadırhan Dinçaslan

13 Eylül 2024 Cuma

Abi

Dişlerinin arasından bir duman üfürüyor
Tütün değil jilet çekmiş testereler solumuş
Gözlerini kapatınca kim bilir ne görüyor
Göz kapağı ardına ne dağlanmıştır kim bilir?
-Bir yük vardır altında tek ağabeyler ezilir-
Kimlere iltica eder bizi saran bu ağuş?

Tok sesinde bir esenlik yorgun gözleri müşfik
O konuşur rahatlarız o susar biz güleriz
Her birimizden hatıra şakağı çentik çentik
O bir dağdır sırt veririz - başına düşen kar mı?
-Ağabey de yorulur mu ağabey de bıkar mı?-
Nere vurur saylabını aktığımız bu deniz?

Anamızın Allah'ı var dua eder gün gece
Babamız gururla dolar eşe dosta öğünür
Bir tek ona soran yoktur "Ağabey halin nice?"
Attan düşer de atlanır her zahmete katlanır
-Kardeşleri kanadının altında kanatlanır-
Bir kendisi uçup gitmez yuvamızdan bir ömür

Aklından hep işler geçer derd-i istikbal geçer
Ağabey de bir gecelik kendinden geçmesin mi?
Biz uyurken günden önce akı karayı seçer
Sabah görür hepimizin bir bir ihtiyacını
Boğmak için ağabeysiz büyümenin hıncını
Rakı da içmesin mi?

Bahadırhan Dinçaslan

22 Ağustos 2024 Perşembe

Galatyalının Ölümü

-Bir ben ölmeyinen ordu bozulmaz.
Meçhul asker

-Ben ölmeylen kahpe dünya yıkılır.
Attila İlhan

-İnsan bir gölgenin rüyasıdır.
Pindaros




Bir ben ölmeyinen ordu bozulmaz,
Yıkılmaz ben öldüm diye bu dünya.
Ne çıkar erkenden kesilse biraz
Bir fani gölgenin gördüğü rüya?

Galatya dağları yeşildir yine,
Şimdi dumanlanan gözlerim gibi.
Yine dalar vadilerin seyrine,
Domuzlar ve meşelerin sahibi.

Erkeğim, ucuzdur bu yüzden canım
Tağşişli bir sikke gibi harcanır.
Tanrıları azat eden vatanım-
Bir benim boynumda tasması ağır.

Yoruldum, boyumdan büyüktü düşman
Ölüme eyvallah - fakat korkmadım!
Ozanlar diline düştüğü zaman
Şanla anılacak daima adım.

Helen, sen ölünce kaşanelerde
Yetim ancak tahtın kalır, taç kalır.
Benimse aklımda tek fikir, yerde:
Ben ölmeylen oğlum kızım aç kalır.

Bahadırhan Dinçaslan

10 Haziran 2024 Pazartesi

Via Dolorosa



Davet eder tebessümle giden gelmez yoluna
Bir erilmez siluetten ibaret meçhul kadın
Hem yabancı hem de meçhul bir maziden aşina
Peşi sıra koca ömür - say ki hiç yaşamadın

Yedi düğüm göbek bağın kaderini bağlamış
Kulağını lanetleyip şeytan koymuş adını
Ot bitirmez acı gölden balçığı yapış yapış
Bir acemi haham yontmuş bu biçimsiz kadını

Sırtında kaçılmaz yazgın bir kütük gibi ağır
Rast gelince sövmek için yolda menfur kadına
Yürürken takatin biter dudakların dağlanır
Baban sandığın hayalet yetişmez imdadına

Üç kez düşüp kalkamazsın el vermez de gülerler
Kahkahaları duyulur incecik feryadında
Yalnız ölmek erkekliğin şanındandır - mukadder
Ruhun uçar ve gözlerin takılır bir kadında

İki yanın iki mücrim parmakların kaskatı
Ölürken ukdeler düşer gözünün muradından
Dirilsen de kırk gün sürmez hayalinin ıskatı
Aynı yalanı duymaya yine aynı kadından

Bahadırhan Dinçaslan

29 Mayıs 2024 Çarşamba

Arzuhal

-Avşar ozanı Gül Ahmet'in "Muhtar Aldı Tabancamı Vermedi" türküsünden ilhamla-

Kabzasından yar elini tutar gibi tuttuğum
Kızım gibi yastığımın yanında uyuttuğum
Efkarlanıp dağda belde Allah'a doğrulttuğum
Haksız yere aldın ele - tabancamı geri ver

Alınır mı tabancası delikanlı belinden
Zalimliğin sarsar elbet mülkünü temelinden
Yeter ulan üç kuşaktır bu devletin elinden
Çektiğimiz bitmez çile - tabancamı geri ver

Kaydı kuydu hepsi vardı yine de el koydunuz
Ben yasaya uymuştum ya siz şeytana uydunuz
Çınlamıştır kulağınız elbet siz de duydunuz
Küfrüm gezer dilden dile - tabancamı geri ver

Sokakta şakiler gezer polis başın çevirir
Afgan anasına sövse bekçi gözün devirir
Sıra Türk'e geldi miydi hemen tutar evirir
Sopa vurur başa bele - tabancamı geri ver

Bir bahane bulmuşsunuz Bekrî fıkrası gibi
Bir tebligat yazmışsınız hamam mavrası gibi
Sevdiğini eller almış badak tafrası gibi
Bu tavırlar nedir hele - tabancamı geri ver

Adam vurmadım siz gibi, masuma gezlemedim
Nümayiş yapan gençleri hevesle gözlemedim
Yalan olur şunca aydır desem ki özlemedim
Yetişir evine gele - tabancamı geri ver

Ankara'da hakim varmış ummazdım hiç yalan yok
Sanırdım arzuhalimi hiç ciddiye alan yok
Siz de bilin şimden geri öyle yağma talan yok
Lades olmaz bile bile tabancamı geri ver

Bahadırhan Dinçaslan

20 Mart 2024 Çarşamba

Son Bozkırlı

Yürün beyler tam mevsimi
Bahar döndü yaz gibidir
Avşarların geçit resmi
Yatuklara naz gibidir

Arslanleyin duruşumuz
Kazak börü çavuşumuz
Kan içmek ayş u nuşumuz
Adam yemek haz gibidir

Kanım kaynar fokur fokur
Taşağımla dolar çukur
Serçe bana meydan okur
Benim sözüm baz gibidir

Düşün peşime peşime
Dokuz eş eklen eşime
Eyvah girerse düşüme
Kız gelinin kaz gibidir

Koman obasını basın
Bıyığıma adam asın
Ana oğlunu arasın
Bu meydanda caz' gibidir

Bala üşer tek arılar
Üşün gülüşsün tanrılar
Ağıt eden kart karılar
Kulağıma saz gibidir

Kulum etsem dokuzunu
Sürüp gitsem domuzunu
Bağına eksem tuzunu
Tümen kessem az gibidir

Bizi desin taze yırlar
Tarih efsanemiz sırlar
Biz gelmeden yeşil kırlar
Biz geçince daz gibidir

Bahadırhan Dinçaslan

23 Aralık 2023 Cumartesi

Yasin Karaca Ağıdı

Yirmi kıştır iki bahar daha gördüğüm ne ki?
Kocattıysa beni hayat fakirlikten, zoraki
İlk gençliğin kavak yeli başımda eser benim

Üzülmeyin yad değildir ağuşuna girdiğim
Yerin suyun ataların ruhundan devşirdiğim
Rütbem şimdi tanrıyla bir apoletim er benim

Size bir vatan kazandım kanımın nemasından
Bana düşen bu kadarmış bu hanın yağmasından
Evimiz hep sıvasızdı mezarım mermer benim

Bahadırhan Dinçaslan

26 Mayıs 2023 Cuma

Macar Çobanı - Çeviri (Ady Endre)



Bir Hun çobanıydı iri gözleri
Arzular ve ıstırabın yuvası
Sürüsünün tek menzilli seferi:
Meçhur Macar Hortobagy ovası

Alacakaranlık, seraplar ince
Efsunladı belki bin kez ruhunu
Fakat kalbinden bir çiçek bitince
Kendi hayvanları yediler onu

Fevkalade şeyler geçti aklından:
Kadın, şarap, doğum ve ölüm - saydı
Epey bilge ve kudretli bir ozan
Olurdu o başka yerde doğsaydı

Amma gözü ilişince sürüye
Bok lekeli sağrılarını dövdü
Gömdü şarkısını, döndü geriye
Islık çaldı, oha dedi ve sövdü

Orijinali: Ady Endre, A Hortobágy poétája
Çeviren: M. Bahadırhan Dinçaslan

10 Mayıs 2023 Çarşamba

Mürted

-Mene, mene, tekel, ufarsin-



Bu gökleri yayan yoktur manasızdır şu bulut
Tevekkeli değil sana taş mihrabın sustuğu
Bir başına zavallısın - nisyan, hüsran ve sükut:
Tanrıların tükürdüğü kör şeytanın kustuğu

Dön, dönüşün kendinedir bürünme örtülere
Hakikatin gamı hülya tesellisinden iyi!
Uğurla bir kıyam ile derhal geldiği yere
Sana helaller, haramlar getiren süvariyi

Vurdu Hicaz afakına Hadramut'un ayazı 
Arş u ferşin duvarında kusuru latif barok
İhtiyar şairin titrek elleriyle bir yazı:
Sıkletin zayıf günlerin sayılı ve hükmün yok.

Bahadırhan Dinçaslan

20 Aralık 2022 Salı

Aday Olma Kılıçdar

-Neyzen'in hatırasına hürmetle-

Ne tatlı bir dede idin huysuz ihtiyar oldun
Bahçende biten gülleri kendi elinle yoldun
Boş bir tenekeymişsin ki hemen cürufla doldun

Bu yaşta bir dua ile anılmaktır sana kâr
Durduk yere kargış alma aday olma Kılıçdar

Mıkdara iki yardımcı yardımcıya sekreter
Nasılsa cebinden değil bol keseden ver ha ver
Bir çüke de derman ol be yeter babacım yeter

Vizyonun yok misyonun yok varsa yoksa iftikar
Duy ki millettir bağıran aday olma Kılıçdar

Postuna dede ettiğin yadırgının düşkünü
Büyük buluşma dediğin çengi çingen düğünü
Korkum satarlarsa sana Brooklyn köprüsünü

Ucuza kapattım dersin ve edersin iftihar
Bu işlerden çaktığın yok aday olma Kılıçdar

Helalleşme derken sana hakkım haram olacak
Sana bıldır verdiğim oy tuzlu yaram olacak
Üç dalkavuk üfürüğü bize kuram olacak

Danışman diye tuttuğun beş köpektir iki har
Lafla gemi yürümüyor aday olma Kılıçdar

Partisinden ikrahı bu seçmen seninle tattı
Ne kadar yardakçın varsa hepsi çamura yattı
Bozulan asabımızdan yüksek gerilim hattı

Çek bedava elektrik bayram eylesin çomar
Faturamı dün ödedim aday olma Kılıçdar

Olma yahu olma işte güneş biziz balçık sen
Muhalefeti besleyen et biziz de kılçık sen
Duy bir daha bir ozandan bunu açık saçık sen:

Elin yumruğun yemeyen yumruğun balyoz sanar
Bize pehlivan lazım sen aday olma Kılıçdar

Deli Avşar'ın tepesi attı seni severdi
İtin mabadına yakın gördü seni de yerdi
Sen hariç bütün milletin seçim kazanmak derdi

Bundan gayrı sanma bu halk zırvalarına kanar
O götte bu don durmuyor aday olma Kılıçdar

Bahadırhan Dinçaslan

30 Kasım 2022 Çarşamba

Erşiya'nın Ağıdı

 -İşgalci İran'ın molla rejiminin zulmüne dayanamayarak intihar eden Erşiya'nın aziz hatırasına-

Erşiyacık, taze fidan, tay oğul
Seslenirim duymaz mısın ay oğul?
Hadi çık da şol Sehend'in bağrına
Benzinden ak kuzuları yay oğul

Sezdim oğlum bana anne demenden
Bildim ahir bir uğursuz gümenden
Tez usandın seyr-i sahn-ı çemenden
Cennet midir şimdi sana cay oğul?

Molla bilmez, müftü bilmez balamı
Ben büyüttüm çektim nice alamı
Olmadın ya cibgir farsın gulamı
Olasan Türk cennetinde bay oğul

Erşiyacık, Erşiyacık ay oğul
Göyce gökte ulduzları say oğul
Çehrenden bir hilal bağışla yurda
Gözlerimden hiç olmasın zay oğul

M. Bahadırhan Dinçaslan

29 Eylül 2022 Perşembe

Melun

Kısık gözlerime dolan borcumun vadesidir
Gölgem ardımda koyduğum asrın seccadesidir
Ciğerlerimde yükselen küfrün ifadesidir
Kanımda kabaran tufan hiçliğin müjdesidir
Allah'ın yüzüne söven kafir iradesidir
Sol elle ikram ettiğim Davud'un badesidir
Söylediğim şeyatinin melun neşidesidir
Çığlıklarımın yırttığı ölümün perdesidir
    Bir başıma ben dikildim tanrıya mübarezem

Barbut müptelası sarhoş tanrının kumarında
Adımı yitirdim doksan dokuz yüzlü zarında
Kitabeler okumaktan şuara mezarında
Hafızama nisyan düştü - tüm ümidim yarında
Kör şairin ölümleri hoşlayan vakarında
Bir taze duruş keşfettim ber-kadem kararında
Hurufiyim hakkı buldum lamelif esrarında
Bir ebedi tavaftayım kendimin civarında
    İman tahtama sığındım mevzim epey müstahkem

Şimdi yüzümü görenler soluna tükürüyor
Nefesimi kim koklasa kan irin öksürüyor
Gözüme dokunan gözü bir karanlık bürüyor
Dinleyenin kulağında kuduz kurtlar ürüyor
Busum dağladığı tenin ruhunu sömürüyor
Bir ikrah ki buzlu tadı kıyamete sürüyor
Diş düşüyor, dil kuruyor ağızlar köpürüyor
Ayak izimden akrepler kör çıyanlar yürüyor
        Uğrum nereye? Durağım benden gayrıya mahrem.

M. Bahadırhan Dinçaslan
        

7 Şubat 2021 Pazar

Türk'e Üçüncü Öğüt

-Neyzen Tevfik'in aziz hatırasına hürmetle-

Kendi damına sıçradı yaktığın meşale Türk
Gökten bekledin nafile işe müdahale Türk
Sen maziye dönüp baktın eller istikbale Türk
Arap kurtarır kendini iş sana havale Türk
Korkarım sana kalacak ahiren ihale Türk

Bol karılı bir cenneti gözüne serap ettin
İki sarhoş halifeye kanını şarap ettin
Arabistan mamur oldu ülkeni harap ettin
Sulbün yekten piç oldu ya künyeni Arap ettin
Şeytana iş bırakmadın daha izmihlale Türk

Haşimoğlu sorsa idin bilir miydi dedeni?
Sen ezber ettin Kenan'da her bir koyun güdeni
Bir arsenik kuyusundan doldurunca mideni
Bozkırlıya barbar dedin bedeviye medeni
Arab u Fars sahbasında bir garip piyale Türk

Sıkıştın diyar-ı Rum'a üç tarafın denizdir
Bu boz çorak cehenneme cennet diyen kerizdir
Bir oğlana nikahlandın sivilcesi çeyizdir
Heyecanla atıldığın bok kokan bir dehlizdir
Götten adam doğduğunda erersin ikbale Türk

İşerken destur istedin sıçarken izin aldın
Bir cariye tüccarına kız verdin gelin aldın
Sen duana ümmetinden ne zaman amin aldın?
Aksine dara düşünce beddua, telin aldın
Ümmetin yeter kalmazsa düşmanın ikmale Türk

Deve sineği'çin bozdun boz şahan yuvasını
Üstünlüğü Arap aldı sen aldın takvasını
Düşünmedin giriştiğin işin muhtevasını
Bitireyim derken Arap aşiret davasını
Uğradın öz vatanında beter inhilale Türk

Unutuldu yedi'klimde alkış alan şarkımız
Kalmadı insan suretli maymunlardan farkımız
Çelik dişlilere mağlup oldu ahşap çarkımız
Asırlardır Atatürk'ü bekliyordu Şark'ımız
Sen doğurdun ve yedirdin O'nu kil u kale Türk

Şimdi titre kendine dön silkelen hizaya gel
Ataların el ediyor yüksel de fezaya gel
Demek değil çık dininden Lat, Menat, Uzza'ya gel
Parçala da putlarını milli hafızaya gel
Bul şu dinden ve sikişten gayrı bir meşgale Türk

Şöyle elli altmış yıl hiç bahsetme diyanetten
Boş ver falanca ne meal çıkarıyor ayetten
İlhamını al Gazi'nin verdiği işaretten
Mayan hamiyet hamurun Türkane cesaretten
Ver en Türkçe cevabını bin türlü misale Türk

Kendine dön, kendine sor alemde fikrin nedir?
Sohbetin ne, mülahazan, dilinde zikrin nedir?
Tuzak dolu şu alemde düşmana mekrin nedir?
Uzak düşen kardeşini sebeb-i takrin nedir?
Buğzet bi'r-i safilinde şu düştüğün hale Türk

Boş hayaller peşinde bir avare Mecnun olma
Bidad elinde mustarip, zalime zebun olma
Her nokta-i nazardan sen insan ol, maymun olma
Ne alırsan fazlasını iste hiç memnun olma!
Hakikatin üstün gelsin en çılgın hayale Türk

M. Bahadırhan Dinçaslan

2 Şubat 2021 Salı

Kaldır Başını



İnsanı bidade biat yaralar
Sen eğme, eğilsin alnı karalar
Dalkavuklar, puştlar ve maskaralar
    Sırtlan gibi sürseler de peşini
    Gençsin ve güzelsin - kaldır başını!

Göğe bak - gözlerin hilale baksın
Öfkenin gözünde yıldızlar çaksın
Adam öğüten çarkta bir çomaksın
    Dişlisi kırılır, az sık dişini
    Kamburun çıkmasın - kaldır başını!

Senin istikbalin Türk'ün çiçeği
Onların mazisi gılman döşeği
Senin omuzların martı tüneği
    Onların kargalar dider leşini
    Geberirler bir gün - kaldır başını!

Sana kim buyursun, emretsin, ezsin?
Sen ondan usanma, o senden bezsin
Sen gezemiyorsan söyle kim gezsin
    Dik başınla yurdun dağı-taşını?
    Memleket senindir - kaldır başını!

Bir küçük kelebek, tazecik, zinde
Ayıları korkutuyor ininde
Kıymık ol Nemrut'un küflü beyninde
    Düğüm ol boğazdan kes gevişini
    Mutlu yaşa, hür gez, kaldır başını!

M. Bahadırhan Dinçaslan