31 Aralık 2010 Cuma

Gustave Dore ve Türkler

Ruhuma hitap eden ressamın Türklere dair çizimleri...

Fatih Sultan Mehmet




İlgazi ve Gauthier




İnebahtı




Mohaç



Türk Pususu

28 Aralık 2010 Salı

Oshamafe yi Wored

"Ağlatan Qafe" adıyla meşhur, dinlediğim en hazin ve munis melodilerden biri olan bir Adige qafesine söz yazma girişimi... Çok içime sinmese de, yapmak istediğim şeylerden biriydi, yaptım.

Ufkumun üç kutlu dağından biri olan Elbruz'a bir şarkı yazma girişimi belki de... Erciyes ve Han Tengri sırada...

Oşhamafe yi Wered (Sınırlı Çerkezcem'le : Elbruz Türküsü)

-Elbruz'un Gelini-

Sevgilim dağlara taşlara sordum
Yarlarda bellerde dolandım durdum
Bilen yok gittiğin ırak ülkeyi
Bir uçtan bir uca yastadır yurdum

Atıma atladım dar gelir dağlar
Kafkasya benimle ardından ağlar
Elbruz'un yanağı bak yol yol olmuş
Bütün pınarlardan gözyaşı çağlar

Dağlıların aşkı başkadır yarim
Dağlıyım... Dağ gibi çile çekerim
Dağ gibi ebedi, uluydu sevdam
Dağlardan büyüktür şimdi kederim

Ey Elbruz'un bahtı kara gelini
Düşümde en temiz ve pak halini
Saklasın diye ben emanet ettim
Setenay Guaşe korusun seni...

http://www.youtube.com/watch?v=ZXU6FscUuNE bağlantısından dinlenebilecek versiyona göre yazılmıştır.

M. Bahadırhan Dinçaslan

20 Aralık 2010 Pazartesi

Kozanoğlu

Türkülere kahraman olan Kozanoğlu, Afşar'ların Kozanlı oymağının reisi olan bir ailedendir. Bu oymak önceleri Karamanoğulları'nın, sonradan da Osmanlı Devleti'nin maiyetinde bulunup, Kozan havalisinin idaresini yürütüyordu. Kozan dağlarındaki Varşak'lar (Varşak aşiretinden olanlar) bunların piyadesi, Çukurova'daki Avşar' lar ise süvarileri idiler. Kozanoğulları bu havalide uzun müddet hüküm sürdüler,halkın hak ve hukukunu iç ve dıştaki saldırganlara karşı korudular. Orta Anadolu derebeylerinden Çapanoğlu Süleyman Bey' in Kozan bölgesini istila için gönderdiği askerler Yusuf Ağa tarafından perişan edildiği gibi,bir müddet sonra Mısırlı İbrahim Paşa' nın Kozan'ı almak için gönderdiği askerler de dağlarda Kozanoğlu Mehmet Bey' in kuvvetleri tarafından yenilgiye uğratıldı. Yusuf Ağa' dan sonra Ali Bey' in oğlu Mehmet Bey Kozan Beyliğine geçtiler. Kozan Beyliği gittikçe kuvvetleniyordu.

1882 senesinde Sultan Aziz zamanında Sadrazam Ali Paşa'nın Kozan Beyliği'ni ortadan kaldırmaya karar vermesi üzerine Derviş Paşa kumandasında "İslâhiye Fırkası" adı altında bir kuvvet teşkil edip Kozan'a gönderildi. Ahmet Bey ile Yusuf Bey ve Kozan hanedanına mensup diğer beyler, Halil Bey, Ali Bey ve Hüseyin Bey'ler devlete bağlılıklarını hemen bildirdiler. Ahmet Bey' e Kütahya Valiliği, diğer beylere de birer memurluk veya maaş verilerek dağıtıldı. Kozan bir sancak haline getirildi. Kozanoğlu Yusuf Ağa Sivas'ta oturmaya memur edildiğinden muhafız askerleri himayesinde yola çıktı. Fakat aşiretlerinden bir kaçı yolunu kesip onu muhafız askerleri elinden aldılar. Yusuf Ağa durumu değerlendirmek istedi. Kozan'a gelerek bütün aşiretleri isyana kaldırdı. Bunun üzerine Müşir Derviş Paşa, İsmail Paşa kumandasındaki bir müfrezeyi Yusuf Ağa üzerine gönderdi. Kısa bir çatışmadan sonra Yusuf Ağa esir düştü ve astırıldı, taraftarları da dağıtıldı.

Kaynak:
Mehmet Bayrak-Eşkıyalık ve Eşkıya Türküleri, s.367
Yorum Yayınları Ankara 1985

Private Sozluk yazarı condor'a teşekkürler.

16 Aralık 2010 Perşembe

And İçirik

Köksümüzü siper edib keçdik ireli,
Öpdük şehid qanı axan mübarek yeri.
Qisasını yağılardan biz alacağıq,
O sevgili bir bayrağı qaldıracağıq!

And içirik, and içirik, and içirik biz
Babalardan miras qalmış ulu torpağa
Parlıyacaq üzü nurlu xoş bir sabaha.

And içirik, and içirik, and içirik biz
Diz çökerek o üç rengli uca bayrağa
Yolumuzda ümüdümüz yalnız, Allaha!


Al qoynuna bizi veten, ey şanlı diyar
Uğurunda can vermeye neçe oğul var
Qisasını yağılardan biz alacağıq
O sevgili bir bayrağı qaldıracağıq!

And içirik, and içirik, and içirik biz
Babalardan miras qalmış ulu torpağa
Parlıyacaq üzü nurlu xoş bir sabaha.

And içirik, and içirik, and içirik biz
Diz çökerek o üç rengli uca bayrağa
Yolumuzda ümüdümüz yalnız, Allaha!

Güc alaraq al güneşden tunc bedenimiz
Bükülmezdir qollarımız, haqdır sesimiz!
Qisasını yağılardan biz alacağıq
O sevgili bir bayragı qaldıracağıq!

And içirik, and içirik, and içirik biz
Babalardan miras qalmış ulu torpağa
Parlıyacaq üzü nurlu xoş bir sabaha.

And içirik, and içirik, and içirik biz
Diz çökerek o üç rengli uca bayrağa
Yolumuzda ümüdümüz yalnız, Allaha

Bismillah - Ahmed Cevad

Bismillah

Atıldı dağlardan zafer topları
Yürüdü ireli asker bismillah!
O, han sarayında çiçekli bir kız
Bekliyor bizleri zafer bismillah!

Ey harbin tali'i bize yol ver, yol
Sen ey coşan deniz, gel, Türk'e ram ol
Sen ey sağa sola kılıç vuran kol
Kollarına kuvvet geler bismillah!

Ey düsman alnının yazısı kara
Öldürmez bizleri vurduğun yara
Yolladığım kurşun armağan sana
O kirli alnını öper bismillah!

Ey Baku sen korkma geldik geleli
Seninçün atıldık daim ireli
Sağ kalanlar analara teselli
Şehidlerin ruhu güler bismillah!

Ahmed Cevad

http://www.youtube.com/watch?feature=player_detailpage&v=P_iFDy7co8s

11 Aralık 2010 Cumartesi

Mest

"Her kişi bezm-i ezel mestidurur amma ki ben
Cüra-i cam-i lebünle olmuşam tekrar mest"
Necati Bey

"Hâk mest û âb mest û bâd mest û nar mest"
Nesimî

Mest

Mest kim ıtrıdır nefesin nesîm-i nev-bahar mest
Gonca mest û çemen mest û ferah-fezâ pınar mest

Çün sabâ sînene dolar, âb elini bûs eder
Hâk pâyine yüz sürüptür, nar gözünde yanar mest

Sultanım gel meclisimiz sıkmaz seni şöyle kim
Bade mest û saki mest û sahba mest û sagar mest

Severem şol nevruzu kim tabiat ahestedir
Âb badedir bâd sakîdir toprak sahba vû nar mest

Fasl-ı bahardır canânım ayş û işret yaraşır
Gel meçhûldür ne dem olmak nasip olur tekrar mest

Neshîya halkası kurtlar kuşlar erenler pirler
Kınaman kim duyduğunu olur her kim duyar mest.

Muhammed Bahadırhan Dinçaslan

Meraklısına Not:

Bir "hece vezni ile gazel" denemesi.

10 Aralık 2010 Cuma

Mayenzeit - Translation

German:

Mayen zeit
one neidt.
freuden geit.
wider streit.
sein widerkumen kan vns allen helffen.
uff dem plan.
one wan.
sicht man stan.
wolgethan
lichte praune plumlein bey den gelffen
durch das gras sind sie schon gedrungen.
und der walt
manigualt.
vngeczalt.
ist der schalt.
das er ward mit dem nie pas gesungen.

Ich sung nit
nach irem sitt.
hett ich frid.
des ich bitt.
ob mir yemant kome daran zu trost.
Ich pin verczaidt
meine laidt.
unueriaigt.
sind noch brait
ich nem es noch wer mich dauon erlost.
liebes plick kan mich schiken wild.
es ist mein clag.
alle tag.
vnd gebag.
als ein zag.
liebes plick las mich bej blickes bilde

Grosse not
mir empot.
der mit drot.
auf den tod.
das ist hildebolt von bernreute
Irrenfrid.
vnd der smid.
werden glid.
an eim wid.
das sie mit gemach lan die leute
Berwin den mag nyemant vberhausen.
Ameioth
Berinbolt
handt verdolt
das man soldt.
vber mich geben hat zu prewssen.

(from: www.lyricstime.com )

English:

The time of May,
without jealousy,
happiness goes around(?),
against the fight.
It (the time of May) returning, can help us all.
With the plan.
Without illusion,
one can see
brown little flowers stand next to yellow ones.
They have already spread among the grass.
And the sound (of the birds?) sounds
through the forest,
often,
uncountable.
Nobody ever sung better in there.

I wouldn't sing
like they do,
if I had peace.
I hope for it.
I hope someone help me with this.
I gave up hope,
my pain.
It's still huge.
I'd take it, if someone could release me from this (pain).
Looking at my love - it can make me mad.
This is my complaint.
Every day -
and I remain silent,
without courage.
Looking at my love, please remain - the sight at my love.

The one
who threatens me with death,
causes great distress.
That's Hildebolt von Bernreut.
Crazy person
and the blacksmith
should be hanged.
So they would not annoy the people.
Ameioth,
Berinbolt,
They allowed me to get sold
to go to Prussia.

Almanca'dan çeviren Felix'e teşekkürler.

3 Aralık 2010 Cuma

Nesimi Divanı ve Türkler

Nesimi Divanı'nda Türk ve Türklerle doğrudan ilgili terimlerin geçtiği beyitlerin ve tuyuğların derlemesi...

1. "Bu ne halettir ey Türk-i perî-zâd?
Gamından bulmadım bir lahza âzâd."

Anlamı:

Bu nasıl bir haldir ki ey peri yaratılışlı Türk?
Gamından bir an olsun azat olamadım...

2. "Aynın hatâsız ey bût-i Çîn döktü kanımı
Türk-i Hatâdır, aslına varır, hatâsı yok"

Anlamı:
Ey Çinli put(put gibi güzel, Çin tanrıçası) gözünün aksi kanımı döktü
O Hatâ (Kıtay) Türk'üdür, aslına benzer (kan dökücüdür) hatası yok

Not: Çekik gözlü bir kadını anlatmak için bût-i Çîn terkibi kullanılmış. Hatâ ülkesi de, o zamanlar Kıtayların hakim olduğu, günümüz Moğolistan bozkırına tekabül eden, orta asya bozkırıdır. Hata kelimesi her iki anlamıyla kullanılarak sanat yapılmıştır.

3. "Düşerem oda göricek bu melek-nijâd hûri
Acaba bu Çin bûtinin yüzü nakş-ı âzerî mi?"

Anlamı:
Bu melek soylu huriyi görünce aşk ateşine düşerim
Bu çin putunun (çekik gözlü kızın) yüzü ateşle işlenmiş bir nakış mıdır(Azeri Nakşı, her iki manasıyla kullanılmış)

4. "Müşgîn saçın sevâdına müşg-i Hatâ direm
Müşg-i Hatâ ne nesnedir, ânı hatâ direm."

Anlamı:
Misk kokulu saçının karanlığına Hatâ(Kıtay) miski derim
Hatâ miski de neymiş! Bunu demem bir hatadır.
Hatâ'nın açıklaması yukarıda yapılmıştır.

5. "Hâl ü hâtüne kim Hatâ söyler ise hatâ kılar
Cân ile sevmeyen seni mankir-i Hak adû direm."(yukarıdakinden farklı bir gazel)

Anlamı:
Yüzündeki ben ve hât(yüzdeki ayva tüyleri)a Hatâ(Tatar) diyenler hata eder
Seni içinden gelerek sevmeyene Tanrı'nın inkarcısı düşman derim.

6. "Ey subh-dem yeli ne öğersen tatârını?
Müşgin saçında gör ki ne tâtâra düşmüşem."

Anlamı:
Ey sabah vaktinin yli. Misk kokusunu getiren Tatarını ne översin?
Sevgilimin saçında benim seninkinden daha üstün bir Tatarım vardır(Sevgilim Tatardır)

Not:Tatar kelimesi hem bir Türk uruğu manasında, hem uzaktan haber getiren manasında kullanılmıştır, o çağda atlı Tatarlar ulak olarak kullanılıyordu. Aynı zamanda Tatar ülkesinde, karnından misk kokusu elde edilen ceylanlar yaşar.

7. "Tâtâra dahî nâfe için n'işe idem azm?
Zülfünde ânın nâfe-i Tâtârımı buldum."

Anlamı:
Göbek miski için Tatar ülkesine ne diye gideyim
Ben sevgilimin zülfünde Tatar miskini buldum(Sevgilim Tatardır)

8. "Züfünü nâfe-i Tâtâr'a baha kılma ki ben
Kıymetin her kılının mülk-ü Süleyman dimişem."

Anlamı:
Sevgilinin zülfü için Tatar miskine bedeldir deme
Ben onun her kılını Süleyman mülküne(cihana) eşit kılmışım.

9. "Arabnun nutku bağlandı dilinden
Diyen kimdir seni ki Türkmânsen?"

Anlamı:
Konuştuğunda arabın korkudan dili tutulmuştur
Ona senin Türkmen olduğunu söyleyip ürküten kimdir?

10. "Kati müştâk olmuşam zülf ü izârın bûyuna
Ey yüzi gülşen, saçı müşg-i Tâtârım, kandesen?"

Anlamı:
Zülfünün ve yanağının hoş kokusuna dayanılmaz arzu duymaktayım
Ey yüzü gül bahçesi gibi, saçı Tatar miski gibi olan, nerdesin?

11. "Ne anberdir yâ Rab, şakâyık micmerinden kim,
Buhûrundan ânın, kadrî sunuktur müşg-i Tâtâr'ın."

Anlamı:
Şakayık tütsülüğünden tüten nasıl bir anberdir ki Tanrım,
Onun buhuruna nisbetle Tatar miskinin değeri düşmüştür?

12. "Tâtâr'a saçın tozunu tüccar ile gönder
Tâ kim bileler nâfe-i Tâtâr kimin var?"

Anlamı:
Tatar ülkesine saçının tozunu tüccarlarla gönder
Bilsinler asıl Tatar miski kimde var

13. "Gönül yağma kılanımdır, beni derde salanımdır
Yine dermân olanımdır, dahi Türk ü Tâtâr'ımdır."

Anlamı:
Gönlümü yağma edendir, beni derde salandır
Sonra yine derman olanımdır, Türk'ümdür, Tatar'ımdır

14. "Ey aşıkın hayâtı vü ömrü saçun, ânın
Cânsızdır ol ki adını müşg-i Tâtâr eder."

Anlamı:
Ey aşığın hayatı ve ömrü olan güzel!
Senin saçına Tâtâr miski diyen, cansızın biridir.

15. "Cihanda kulların çoktur, velîkin çün Nesimi kem
Besâ Türk ü besâ Kıpçak, besâ Zengî, besâ Hindû."

Anlamı:
Nicesi Türk ve Kıpçak, nicesi zenci ve hindu, kulların çoktur
Ama aralarında Nesimi gibisi yoktur.

16. "Geldi Hak'tan müjdeci bir günde dörd
Kim bize Beğ virdi bir günlük yoğurd
Ol dahi yarısı su, yarısı durd
Bahşişi Türk'ün mü yeğdir, yoksa kürd?"

Anlamı:
Haktan bize bir günde dört müjdeci geldi
Dediler ki "Beğ sana bir öğünlük yoğurt verdi"
Yarısı su, yarısı da tortu
Türk'ün bahşişi mi daha yeğdir, kürdün mü?

17. "Adımı Hak'tan Nesimî yazerem
Bil bu mâ'nîden ki sîmem, yâ zerem
Hem hidayet eylerem, hem azerem
Hem bûtu uşadıcı, hem Âzer'em!"

Anlamı:
Tanrı'nın emriyle adımı Nesimi yazarım
Gümüş mü altın mı olduğumu buradan anla
Hem insanı doğru yola getirenim, hem yoldan çıkarak azarım
Hem put kırıcı(İbrahim) hem Azer'im (İbrahim yalvacın babası, putperest)

Azer manasıyla, Azer Türk'ünü de kastederek sanat yapmış olması ihtimal dahilindedir.

Derleyen:Muhammed Bahadırhan Dinçaslan

Not: Siyah Beyaz Kültür Sanat Platformu Ocak 2011 sayısında yayınlanmıştır.

Ek: Aceb şol mest-i sevda-i moğolçin
Menim bahtım mıdır, ya çeşm-i pürhab?