Denizin dibinde bir türkü söyler
Tuz kokan ağzıyla bir meçhûl reis
Zağlı bıyıkları serfürû eyler
Yedi deniz kavmi önünde bâis
Palasında hâlâ bir meşum kavis
Belây-ı bahr falezlerde bileyler
Hâlâ bir toy miço kadar muhteris
Bir uğurlu kuşun dümen suyunda
Nabzında iştiyak kös gibi vurur
Dün demir attığı korsan koyunda
Uğursuz bir rüzgar dolanır durur
Deniz kızlarının saçları kurur
Ebaenced ejderhalar toyunda
Med vakti erişir deniz kudurur
Bir kanlı şehrayin sahnesi lumboz
İşte şu köşede inleyen mecruh
Beyhude bir dua, feryat, istavroz
Tuzun tanrısına kurbanlık güruh
Dillerinde baba, oğul, kutsal ruh
Meşum meşum gıcırdayan abanoz
Zavallı öykünün encamı vuzûh
Şeytanla mavinin paylaştığı sır
Gözleri kıpkızıl, yüreği kara
O kadar hürdür ki Allah kıskanır
Bir zıpkın misali boz ufuklara
Amenna, attığı o müthiş nara
Uğuldadı dalgalarda bin asır
Saplandı, Allah'ın döşünde yara
Ölü dudakları yeşil-erguvan
Denizin dibinde bin yıldır kuru
Kollarında şuh dövmeler al elvan
Alnında yedi kat Süreyya nuru
Arsız türkülerin ufkuna doğru
Meçhul reis, neta olsun puruvan
Terk etmesin seni albatros uğru
M. Bahadırhan Dinçaslan