27 Ocak 2025 Pazartesi

Keşiş Adayı



Ağızları ölüm kokar dişleri yeşil çürük
Sohbetleri kesik kesik hırıltılı öksürük
İnip kalkan ciğerinde ejder nefesi körük
Yakar kulağımı dağlar acem işi üfürük
Nutuk atarlar yüzüme sulu sepken tükürük
Kelimeler katarlanmış yuları salık yürük
Bir atın tersi gibidir gayet seyrek düşüyor
Romatizmalı bu evde esir ruhum üşüyor

Taze kanın kokusuyla irkilen ihtiyarlar
Ayak ucumda yürüsem çare değil, duyarlar
Pencerede bitiverip ağlarını yayarlar
Küçük bahçede gezimi izleyip iş sayarlar
Ufkumu çalıp mahfilde kül rengine boyarlar
Hayalimin kervanına geçit vermez, soyarlar
Zayıf bedenleri şaki titrek parmaklar ökse
Ağlarından yol bulamaz kartal olsa vesvese

Manastır'da bir rafızi din u iman aranır
Melalimi anlatmaya aşina can aranır
Katakombda bir zavallı canlı insan aranır
Kancası sökülmüş akrep bir yelkovan aranır
Mutadın işkencesinde bir heyecan aranır
Ellerim abam altında bir yatağan aranır
Ya vurayım boyunları ya kessem bileğimi
Sunakta boğazlamadan keşişler dileğimi.

Bahadırhan Dinçaslan

8 Ocak 2025 Çarşamba

Mabed

Biliyorum - ölsem bile pes etmek bana haram
Tamamlansın diye önüm sıra dilenen ehram
Baş taşımı bağışlayın size vasiyetimdir.

Bilmem taşan kadehim mi, sabrım mı tekrisinde 
Bildiğim şu: hep çobansız gezdim ben vadisinde
Cadı suretli ölümün - belki de lanetimdir.

Yüreğim demir olsa ne - kısık gözlerim bakır
Böbreğimde taş büyüdü ya terekem tamtakır
Yarım kalmış mabedimin sütunları yetimdir.

M. Bahadırhan Dinçaslan