1 Temmuz 2024 Pazartesi

Turancının Ağıdı

-Tayfun Tanju Kara'ya-

Hilaline yaklaşınca feleği gezen yıldız
Bozkırın boşluğunu doldururdu naramız
Şimdi içimizde deşt-i Kıpçak misli ıssız
Bir boşlukla dönüyoruz evimize, ne hazin!

Demek çok yoldaş gömdüler bozkıra yakın ırak
Göç edenlerin peşinden bakışları pek çorak
Gün yanığı ataların ukdelerle dolarak
Kısıldı çekik gözleri ardı sıra o izin

Yarın yine teyellenir yıldızlar bir sicime
Bengi sahipkıranımız görünür müneccime
O dem yazıklanır gönül evvel giden izcime
Gök rengini göremeden aradığı denizin

Şimdi kahkahanı Timur, Tunga, Költigin duysun
Kefeninde kam tılsımı ruhunda kadim efsun
Tanrılara güvey oldun - sağdıçların hep mahzun
Er adınla erdeminle bir yaşamdır çeyizin.

...


Sarkık bıyıklar titreşir başında bir mezarın
Her ne kadar gebeyse de zaferimize yarın
Kesilen bir yankı gibi göçen Turancıların
Ardından bir bozkır büyür içinde kalbimizin.

Bahadırhan Dinçaslan

10 Haziran 2024 Pazartesi

Via Dolorosa



Davet eder tebessümle giden gelmez yoluna
Bir erilmez siluetten ibaret meçhul kadın
Hem yabancı hem de meçhul bir maziden aşina
Peşi sıra koca ömür - say ki hiç yaşamadın

Yedi düğüm göbek bağın kaderini bağlamış
Kulağını lanetleyip şeytan koymuş adını
Ot bitirmez acı gölden balçığı yapış yapış
Bir acemi haham yontmuş bu biçimsiz kadını

Sırtında kaçılmaz yazgın bir kütük gibi ağır
Rast gelince sövmek için yolda menfur kadına
Yürürken takatin biter dudakların dağlanır
Baban sandığın hayalet yetişmez imdadına

Üç kez düşüp kalkamazsın el vermez de gülerler
Kahkahaları duyulur incecik feryadında
Yalnız ölmek erkekliğin şanındandır - mukadder
Ruhun uçar ve gözlerin takılır bir kadında

İki yanın iki mücrim parmakların kaskatı
Ölürken ukdeler düşer gözünün muradından
Dirilsen de kırk gün sürmez hayalinin ıskatı
Aynı yalanı duymaya yine aynı kadından

Bahadırhan Dinçaslan

29 Mayıs 2024 Çarşamba

Arzuhal

-Avşar ozanı Gül Ahmet'in "Muhtar Aldı Tabancamı Vermedi" türküsünden ilhamla-

Kabzasından yar elini tutar gibi tuttuğum
Kızım gibi yastığımın yanında uyuttuğum
Efkarlanıp dağda belde Allah'a doğrulttuğum
Haksız yere aldın ele - tabancamı geri ver

Alınır mı tabancası delikanlı belinden
Zalimliğin sarsar elbet mülkünü temelinden
Yeter ulan üç kuşaktır bu devletin elinden
Çektiğimiz bitmez çile - tabancamı geri ver

Kaydı kuydu hepsi vardı yine de el koydunuz
Ben yasaya uymuştum ya siz şeytana uydunuz
Çınlamıştır kulağınız elbet siz de duydunuz
Küfrüm gezer dilden dile - tabancamı geri ver

Sokakta şakiler gezer polis başın çevirir
Afgan anasına sövse bekçi gözün devirir
Sıra Türk'e geldi miydi hemen tutar evirir
Sopa vurur başa bele - tabancamı geri ver

Bir bahane bulmuşsunuz Bekrî fıkrası gibi
Bir tebligat yazmışsınız hamam mavrası gibi
Sevdiğini eller almış badak tafrası gibi
Bu tavırlar nedir hele - tabancamı geri ver

Adam vurmadım siz gibi, masuma gezlemedim
Nümayiş yapan gençleri hevesle gözlemedim
Yalan olur şunca aydır desem ki özlemedim
Yetişir evine gele - tabancamı geri ver

Ankara'da hakim varmış ummazdım hiç yalan yok
Sanırdım arzuhalimi hiç ciddiye alan yok
Siz de bilin şimden geri öyle yağma talan yok
Lades olmaz bile bile tabancamı geri ver

Bahadırhan Dinçaslan

20 Mart 2024 Çarşamba

Son Bozkırlı

Yürün beyler tam mevsimi
Bahar döndü yaz gibidir
Avşarların geçit resmi
Yatuklara naz gibidir

Arslanleyin duruşumuz
Kazak börü çavuşumuz
Kan içmek ayş u nuşumuz
Adam yemek haz gibidir

Kanım kaynar fokur fokur
Taşağımla dolar çukur
Serçe bana meydan okur
Benim sözüm baz gibidir

Düşün peşime peşime
Dokuz eş eklen eşime
Eyvah girerse düşüme
Kız gelinin kaz gibidir

Koman obasını basın
Bıyığıma adam asın
Ana oğlunu arasın
Bu meydanda caz' gibidir

Bala üşer tek arılar
Üşün gülüşsün tanrılar
Ağıt eden kart karılar
Kulağıma saz gibidir

Kulum etsem dokuzunu
Sürüp gitsem domuzunu
Bağına eksem tuzunu
Tümen kessem az gibidir

Bizi desin taze yırlar
Tarih efsanemiz sırlar
Biz gelmeden yeşil kırlar
Biz geçince daz gibidir

Bahadırhan Dinçaslan

8 Mart 2024 Cuma

İnşirah Sokağı



Örtünmüş ya uyumuyor basbayağı ölüdür,
Kadem düşmanı kaldırım kemikle örülüdür,
Benim de gençliğim işte bu şehre gömülüdür:
Baş taşımı göreceksin bakınca uzağından.

Sarhoşlar vardı bir zaman yurt tutup köşeleri
Gülle gibi sekerdi dev surlardan neşeleri.
"Kır" derdi "sana fedadır dizdiğim şişeleri"
Esirgemezdi varını yarinin ayağından.*

Şimdi hangi el tutuyor duhter-i rez destinden?
Hangi ayağın tozuna mısra döşer mestinden?
Yalnız bir nota yükselir rübab-ı şikestinden
Yalnız bir incecik duman tütüyor çerağından.

Doğru yollar bana göre değilmiş, sapacağım.
Mısralardan bir put dikip ömrümce tapacağım.
Şimdi aklımda tek şey var seninle yapacağım
Kurtulunca kevn u mekan can u beden bağından:

Kuyruğunu gök yüzünde unutan kurdun izi**
Önümüzde kıvrılırken, çok uzaktan denizi
Görünce bir lahza durup, bağlayıp elimizi
Küçük adımlarla inmek İnşirah Sokağı'ndan

Bahadırhan Dinçaslan

*"Ayağın sakınarak basma aman sultanım / Dökülen mey, kırılan şişe-i rindan olsun"

**Zenebüs sirhan, kurt kuyruğu, fecr-i kazib.

Görseli Önder Kaya'nın bir paylaşımından aldım.

1 Şubat 2024 Perşembe

Alparslan'a Kudumiye

-"İran'da Çocuklarına 'Alparslan' Adını Vermek İçin Mücadele Eden Türk Aile, 27 Aylık Mücadeleyi Kazandı", TamgaTürk'ten bir haber-

Biz çok öldük adımızı andımız ettik diye
Az yaşadık ongunumuz alıcı kuştur malum*
Dağa taşa adın koyan Oğuz Han'dan bakiye
Ad koymadan filiz vermez nazlı olur bu tohum

Dedemizi öldürdüler ad koyar soy soylardı
Yâda özendi bazımız çağırsak dilim dönmez
Oysa günden aydan mülhem nice adımız vardı
Şimdi yitik nağıllarda küllenir ama sönmez

İt börüdür kul yağıdır herkes aslına varır
Aslıma ben varacağım cehennem odunuyum
Adımı duyunca hala Fars'ın benzi sararır
O Hüsrev'in iç oğlanı ben Tong'un budunuyum

Tanrılarsa Arap yahut Fars değilim diyerek
Benim tenimi yakacak - Erlik Kağan kollasın!
Ejder yiyen evladına yağı olmaz engerek
Hindu kulum yedi molla beşiğimi sallasın

Yılan çıyan isimliye etme sakın mudana
Arslan adlım kurt mayalım yürümeden dineldin
Efsiz ofsuz Türk oğlu Türk Küpçü'den selam sana
Alparslan'ım, balam menim, dünyamıza hoş geldin.

Bahadırhan Dinçaslan

*Yırtıcılar az yaşar, uzun sürmez doğanlık.

29 Ocak 2024 Pazartesi

Kindar



Beni şeytan senin rahme düştüğün gün kunladı
Sol omzunda muhbirim var kendinden kaçamazsın
Senin benim olduğunu kör Azrail anladı
Cinler kapattı yolunu ölmeden açamazsın

Ayaksızsam sürünürüm yine bulurum seni
Elsiz kalsam tükürürüm dişimi kurşun diye
Mil çek gözüme, sonunda o korkmuş ifadeni
Göğsüme dağlatır yine tadarım biteviye

Seni saklayan kaderse levh-i mahfuzu kırar
Hangi tanrıya sığınsan mabedini yıkarım
Kuş olup sen şu bulutlu göğe etsen de firar
Kırk ikindi kanadının dibinde ben çakarım

Ya sen, ya ben kaçma davran bugün dürülsün defter
Yoksa ömrünce ne zaman gelirim sezemezsin.
Öldür beni! Ciğerimden deve dikeni biter
Çelme takar ayağına gönlünce gezemezsin.

Bahadırhan Dinçaslan