13 Haziran 2022 Pazartesi

Sancı



Ne bir kulak duyar senin mahzun şikayetini
Ne zavallı ahvaline bir göz nigehban olur
Görünmez celebler çeker kancalarla etini
Buzul yalaz mengeneler kasığında burulur

Mil çekilmiş gözlerinden yeşil irin ağlarsın
Karanlığın fısıltısı iğneler kulağını
Bir imkansız el beklersin seni avutup sarsın
Yalarsın ümidin çoktan kurumuş bulağını

Çatlak dudağında tuzlu bir ikrah oğul verir
Ufalanır parmakların her nereye dokunsan
Reddedilmiş evlat gibi yapayalnız ve hakir
Asra kasem hüsranıyla karşında: İşte insan!

Binlercesinden birisin cehennemin dibinde
Bir cemde binlerce teklik birbirine yabancı
Her lahzada var olmanın azabı, akabinde
Kezzap solumuşsun gibi ince, keskin bir sancı!

M. Bahadırhan Dinçaslan

10 Haziran 2022 Cuma

Şeytanın Bıyıkları


Şeytanın bıyıklarından ilmek ördüm boynuma
Ruhu cam kırıklarından bir yar girdi koynuma
Sigaramın kenarından hırıltıyla inledim

Boşaldı kulaklarımdan bütün fikr-i sabitler
Kıtlık sonu iştahıyla geldi cinler, ifritler
Emdiler hararetimi nihayet serinledim

Odamda öte aleme açılan pencereden
Görünen yarı yıkılmış ve metruk minareden
Istırabın salasını ninni gibi dinledim.

M. Bahadırhan Dinçaslan