8 Haziran 2020 Pazartesi

İsimsiz Dağların Tanrısı



Dağlara sürgündür Kuray düzünden
Göğün gergefini elleri dokur
Kitapsızdır yaylaların yüzünden
Ayı kandil eder dağları okur

Odur yıldızları salan uykuma
Rüya ırmağında çağlar gözleri
Kirpiğinin uçlarıyla ufkuma
Ebemkuşağını bağlar gözleri

Bu adsız dağların yetimliğine
Sıfatsız bir Avşar tanrılık eder
Bıyıkları yosun, saçı reçine
Ormanı yedekler dağları güder

Kendine ait bir bulutu yoktur
O kimsesiz bulutlara hediye
Her bulutun gölgesine ıhlamur
Diker gölge öksüz kalmasın diye

Ne sırtında mühür, ne doğma nişan
Güneş yanığı yüzünden tanırsın
Ağır kağnısının yükü kehkeşan
Islığında bütün uzaklar yakın

Teşrifini haber vermez kahinler
Ardıçlar, keklikler, yarpuzlar verir
Gözenin, pınarın derdini dinler
Meşe dalında nefesi ürperir

Geceleyin kağnısını çekerek
Yayla yollarını döşeyen odur
Toprağa terinden düşer her çiçek
Seher türküsünden güneş doğurur

Ne bir dua bekler, ne adak ister
Yeter ki kesmeyin Alınkavağı
Şahan yuvasını bozmayın yeter
Kirlenmesin dorukların duvağı

Ağuşunu açıp kuzuya, kurda
Her gün Ziyaret'te növbet vuracak
İsimsiz dağların tanrısı burda
Siz türküler söyledikçe, duracak.

M. Bahadırhan Dinçaslan



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder