Kollarım takatsiz deniz dalgalı,
Deneyip yenildim bunu böyle bil:
Belamı aradım, sonunda buldum,
Bir amansız turkuazda boğuldum.
Kimsesiz ve çıplak, sarhoş ve sefil
Bir kahraman böyle boğulmamalı.
Ruhumun dibine indi iskandil,
Boyumu aşıyor girdabı çetin,
Gözleri ışıyor bir hayaletin.
Kulağımda malum Uygur masalı,
Avcumda sımsıkı verdiğin mendil,
Denizin misafir katına indim,
Ve ilk defa yokluğuna sevindim.
Sayfaları yanmış, cildi yamalı,
İnsanı çıldırtan binlerce nakil,
Bin yaşında bir Yahudi getirdi,
Kalbime dağlandı beni bitirdi.
Korkarım ilhamla dolup kavalı
Bir gün erken uyanınca İsrafil;
Kalbimin kitabı karaya vurur,
Korkarım - vatanım sararır, kurur.
Beni neden istemedi bu sahil?
Bu kıvrımlı kumsal kimlerin malı?
Ne tazminat bana ne ecrimisil.
Ne balbal benden ne mezar kalacak.
Üzerime kanat açtı açalı,
-Bir zalim mukallip, meşum muhavvil-
Aşinasıyım bu acımsı tadın,
Nafile çabanın, boşa inadın.
Bıraktım can havli tuttuğum dalı.
Derviş gibi munis ve mütevekkil,
Akıntı vurdukça süzülüyorum,
Ne seviniyor ne üzülüyorum.
Erken ölen şairlerin gassalı,
Sakalları yosun gözleri çipil,
Sualtı şehrinde ayin yapıyor,
Bir çirkin suretli puta tapıyor.
Doladım elime zehirli yeşil.
Haykırdım, çıkmadı kelimelerim,
Asitle dağlandı soyuldu derim.
Ben miyim nafile yükün hamalı?
Deniz kızlarına gülmeli temsil
Ciğeri fokurdar bir garip koro:
Tanrıları eğlendiren tiyatro.
İşte serencamım: kahpece rezil,
Kendi cenazemin benim tellalı!
Çocuksu mazime dilimde tekmil:
Kaderim böyleymiş, ağlama annem,
Anladım, anladım sonum cehennem.
Neden sevemedin beni ey katil?
Ey halveti ucuz, vaslı pahalı
Ey ülkü, ey çeşm-i giryan karanfil!
Oysa bendim senin sadık güveyin
El sever mi seni hiç bencileyin?
Uyuma! Zafere kurbanım kefil
Maralı alır mı çölün çakalı?
Uyuma, bu gece köşene çekil:
Sen Turan'ın kızı gözleri maun
Ben zavallı oğlu Anadolu'nun!
Tuz çorak kollarım seni alacak!