29 Aralık 2016 Perşembe

Succubus

"Şairlere gelince, onlara da sapıklar uyar. Baksana, her vadide şaşkın şaşkın dolanıyorlar."

Her gece yokluğun elleri sarar
Boynumda bir yitik cevheri arar
Bir heyula... Yorganın üzerinde

Kaldırır karnımdan çekip bir kanca
Penceremden sokağıma bakınca
Bir ürperti uyanırken derinde;

İşportacı cinlerin düğünüdür:
Aklım uçar gider korkudan ölür
Terk edilmiş çocuk, pazar yerinde

...

Elleri acemi, gözleri şaşkın
Dolanır durur bir tekinsiz kadın
Sapık şairlerin vadilerinde

M. Bahadırhan Dinçaslan


5 Kasım 2016 Cumartesi

Palimpsest

Bir sonbahar olmalı, günlerden Pazartesi
Bir aşina gazelden berceste ayak sesi
Dudağında tebessüm, beklediğim misafir

Ölüm bana bir kadın, ruhum tüy kadar hafif
Siyah elbisesinin kıvrımlarınca latif
Ve siyah saçlarınca uzayıp giden şiir

En tuhaf sonsuzlukta dirilen ölülere
Şarkı söyler Lazarus encamıma nazire
Bir tel kopar ve ahenk ebediyyen kesilir

M. Bahadırhan Dinçaslan

*"That is not dead which can eternal lie / And with strange aeons even death may die", Lovecraft
*"Bir bitmeyecek şevk verirken beste / Bir tel kopar ahenk ebediyyen kesilir", Yahya Kemal

29 Ağustos 2016 Pazartesi

Carpe Noctem

"Ölürsem, benim için ağıt yazabilecek bir insan tanıyorum."

Islığında bir kayıtsız nihavend*
Bırak, üstlerinde bir mavi tülbend
Rabbiyle baş başa Ebu Leheb'i

Yakala geceyi saçaklarından
Ölü bir ozanın dudaklarından
Bir teşyi mısraı kıvrılır gibi

Dudağımda öksüzse de mezamin
Bir ağıdın müştakı sen yetersin
Kimse yoksa eşarımın talibi

M. Bahadırhan Dinçaslan

*"Ey örtülere bürünen. (...) Beni yarattığımla baş başa bırak."
Müddessir suresi.

16 Ağustos 2016 Salı

Ankara Gazeli

Ay devrilir gün çark olur akrep yelkovan geçer
Erer yine yevm-i felah bu devr-i Mervan geçer

Viran görünür gözüme Şehristanbul sen yoksan
Ne çarşıda hayhuy olur ne yoldan kervan geçer

Geçip geldim acep midir dusitan-ı sıddıktan
Bu şehre kim yollarından ol serv-i revan geçer

Gözümü yumsam İttihat ve Terakki bıyıklı
Gözleri tetik boşluğu cakalı ihvan geçer

Yaran yadıma düşünce tesellim o ki zaman
Yar yanında şehsuvar kesilir rahvan geçer

Bir gün elbet buluşuruz yar u yaran, ehl-i dil
Bir firuze şafak atar meşum erguvan geçer

M. Bahadırhan Dinçaslan

5 Ağustos 2016 Cuma

Venüs Etkisi

"Candor est enim lucis æternæ, et speculum sine macula Dei maiestatis, et imago bonitatis illius."

Görünmez bir sicim, boynumda ilmek
Bir esrarlı mazmun, büyülü mecaz
Adım adım sana doğru serfiraz
Lebbeyk! Haccım sende dara çekilmek
Allah'a miracım gözlerindedir

Ak, kıvrıl bana gel layemut hasen
Işık seli gibi, kıvamlı, duru
Ey elestin tamama eren nuru
Kör olayım bırak beni parla sen
Gel, derdim, ilacım gözlerindedir

Her sabah aynaya bakıp güldüğün
Yakamoz raşesi, dans eden akis
Bir ince terennüm mutribi nergis
Tanrıları sarhoş eden taayyün
O muzip kıvılcım... Gözlerindedir!

M. Bahadırhan Dinçaslan

27 Temmuz 2016 Çarşamba

Locus Amoenus

"...Yet, if they press me sharply, and harry me through the day,   
Then look for me by moonlight, 
Watch for me by moonlight, 
I’ll come to thee by moonlight, though hell should bar the way."

Bin seferden bir zaferle kapında koysam kini
Çizmelerimden silerken bir çırpıda izini
Nice dulun gözyaşıyla bulanan çamurların

Gözlerimde bir kıvılcım savaşın terekesi
Ve alnımda er nişanı hasmımın kan lekesi
Yırtsam meşum evrakını boz surat memurların

Kemancının çayırında tün sararken gündüzü
Dinlesek munis nağmesin ay vuran yüzümüzü
Eski bir dost eli gibi okşayan yağmurların

M. Bahadırhan Dinçaslan

*Kemancının Çayırı: Folklorik bir inanışta geçen, ölen süvarilerin gittiği yer.


16 Temmuz 2016 Cumartesi

Fahriye

Ey put-şikest-i nev-zuhur bir din izam eyledin
Sürdün Kabemden vatanı bana haram eyledin

Ne behişte memûlüm var ne Kevser'e eyvallah
Çün dün gece ebediyyet meyin ikram eyledin

Hicabından mah-i Hüda yarım açtı peçesin
Sen Allah'tan önce bana nuru tamam eyledin

Bir alem-i berzah içre kulun avare idi
Gözüm açtın misl-i İsa arz-ı endam eyledin

Neshi kulun fahreylesin bir gecelik bendeni
Allah'ı gökten hâl edip kaim-makam eyledin

M. Bahadırhan Dinçaslan

11 Temmuz 2016 Pazartesi

Bana Sor

Ya Rab, rûz-u mahşerde ol günahkarı bana sor
Ardı sıra bakan benim o reftarı bana sor

Müptelâ-yı gam bilir de gecenin bin rüknünü
Bin birine mudî olan intizarı bana sor

Rakib kûyunda al elvan nergis, lale, gül, sümbül
Ezelî bahar müştakı çemenzarı bana sor

Kasid-i vasl-ı pâyinim ömrüm rahımdan kısa
Ber-kadem yolum nigehban boş mezarı bana sor

Ol gamzenin ağuşunda bir elestî demdeyim
Bu sidretül müntehada rüzigârı bana sor

M. Bahadırhan Dinçaslan

9 Temmuz 2016 Cumartesi

Eski Vaveyla

-Ve Ahmed'in işi ilk rast gidiyor...-

Bir kez olsun rast gitmemiş işleriyle bir şair
Bir mide bulantısıyım ne varsa bana dair
Ardımda bir yangın yeri hala tüten külliyat

Gözbebeğim boz cehennem baktığım yer Kerbela
Leyla'ya bir raşe vermez bende eski vaveyla
Kelimeler elden düşme... Bütün mısralar bayat

Bir ıslıktır tuttursa ya içimde susan Meryem
Her gözelden bir gül alıp sen gözele pay desem
Bir türkünün ilhamının peşi sıra bir hayat

M. Bahadırhan Dinçaslan

*Her gözelden bir gül alıp sen gözele pay demişem
Şehriyar

*Koptu evden acı bir vaveyla
Odalar inledi - Leyla, Leyla!
Yahya Kemal

30 Haziran 2016 Perşembe

Çakır

Tuzlu tadı göz yaşımda
Çağar coşar gözlerimde
Yumsam sureti karşımda
Bir kız yaşar gözlerimde

Yaram üste gül kermesi
Varsam muhaldir görmesi
Çeyrek yüzyıl gam sürmesi
Çekik Avşar gözlerimde

Gurbet keser dışım içim
Nuruna nazire saçım
Peşin sıra bunlu göçüm
Dağdan aşar gözlerimde

Uğru uğru kan kokuşu
Dolanır düzü yokuşu
Gözlerinde çakır kuşu
Cana uşar gözlerimde

M. Bahadırhan Dinçaslan

26 Haziran 2016 Pazar

Zeigarnik

"türkülerin başladığı bittiği yerdeki kız 
raspail bulvarı'ndan 
yine gelip yine geçen her akşam"
Attila İlhan

Derman yok ayş u nuştan, işretten, buselerden
Allah'ın eli gibi elestî kaselerden
Beni sarhoş ediyor sunduğun o ilk yudum*

Felek döner, bilirim, dönmeyiz ikimiz de
Başıboş şişe gibi gemi geçmez denizde
Bir kaprisli tanrının ellerinde umudum

...

Yurduna döner, belki, komşun olursa yakın
Akordeon çalarken göz kırpan küçük kızın
Açık avcuna para değil kalbimi koydum

M. Bahadırhan Dinçaslan

*Calix meus inebrians.


22 Mayıs 2016 Pazar

Put

"So long as men can breathe, or eyes can see
So long lives this, and this gives life to thee."

"Zamana yemin olsun ki insan şüphesiz hüsran içindedir."

Yıldızlarla bezedim gözüm mıhlı tavanı
Aynama nakşettiğin aksin gibi bir anı
İçimdeki semada seyredip dalacaksın

Eskimeyecek sende nazma çektiğim füsun
Sen bir şiir kadınsın zamana yemin olsun
Tanrıdan hüsranımın öcünü alacaksın

Bir gün bunu yazdıran hislerim kaybolsa da
Kağıttan ve kalemden bir put gibi masada
Bir mısranın ömrünce ebedi kalacaksın

M. Bahadırhan Dinçaslan

20 Mayıs 2016 Cuma

Nasip

Babannemden yadigar munis teselli: "Nasip..."
Elimi bıraksan da hicrin koluna girip
Yürürüm yazgımızın yolunu bir meçhule

İki kişilik çeker yine yüksünmem gamdan
Usanmadan sorarım seni her gün akşamdan
Seherde el yordamı arandığım visale

Adını fısıldasam tanrının kulağına
Boğar kısık sesimi milyonla hamd u sena
Kabul olmaz bu dua! Aminlerim nafile.

M. Bahadırhan Dinçaslan

16 Mayıs 2016 Pazartesi

Sohbet

-Erzurumlu Emrah'tan Türkistanlı Ötkür'e, geleneksel şiirimizin "yok yok" diyen kadın mazmununun ilhamıyla-

"Zülüflerin zincir oldu kaldı boynumda
Azadlığa umut var mı?" söyledi "yok, yok!"
Dedim "mehtabımı çaldın", dedi "koynumda"
"Ay karanlık bulut var mı?", söyledi "yok, yok!"

Dedim "kıyametim misin?" dedi "afetim"
Dedim "ölüyorum kadın", dedi "niyetim"
Dedim "sılam sende midir?" dedi "gurbetim"
Sordum "arz-ı mevud var mı?" söyledi "yok, yok!"

Dedim "saçın böyle siyah?" dedi "ecelden"
Dedim "gözün pek aşina" dedi "meselden"
Dedim "sen tanrıça mısın?" dedi "ezelden"
"Sana şerik mabud var mı?", söyledi "yok, yok!"

M. Bahadırhan Dinçaslan

11 Mayıs 2016 Çarşamba

Bedehşanlı

İki elim Ebu Leheb dolanır su dilenir
Cinlerin abdest aldığı tenha şadırvanlardan

Dilimde dilsiz vaizden öğrendiğim terennüm
Ve bir kızıllığın sırrı âmâ bahçıvanlardan

Bir tekinsiz ihtiyarım şimdi bu viranede
Pul pul gençliğim, ruhumdur dökülen tavanlardan

Ay karanlık ben yıldıza şeb-i yelda sorarım
Tiktaklardan, git gellerden, akrep, yelkovanlardan

Şirk midir bezirganına haberini sorduğum
Peygamber getiren, Allah getiren kervanlardan

M. Bahadırhan Dinçaslan

8 Mayıs 2016 Pazar

Tilavet

"Bir tek defa öpüşsek şöyle bir kana kana
Rahat ölebiliriz"
Ady Endre

Kal bu gece, yarın, ey hoppa esin
Geldiğin hiçliğe geri dönersin
Bir kere öpüşsek bu ihtirasla

Denizin emreden sesini duyup
Kızıla gömülen akşama uyup
Sokul da başını göğsüme yasla

Bağ bozumu zihnim koynunda münbit
Cinleri çarptığım bir fikr-i sabit:
Görüşmeyiz belki bir daha asla!

M. Bahadırhan Dinçaslan


2 Mayıs 2016 Pazartesi

Tahattur

Ey elem içinde çırpınan yürek
Her akşam kuzeye dalıp giderek
Bir ince tahattur senin nasibin

Bu mekkarın işi öyle güzel ki,
Anlarsın iş işten geçince belki
Dönmeyen dilinden, kırdığın kalbin

Çökerken üstüne eğreti dekor
Kıyamet sabahı aynalara sor
Eli kurudu mu Ebu Leheb'in?

M. Bahadırhan Dinçaslan

29 Nisan 2016 Cuma

Hayalet Şehir

Ufukta bir viran kilise, mahzun
Gurbetimi teşyi eden erganun
Ağlıyor yazgıma: Bitti serüven

"Kaç yıllık ömrün var, şunun şurası?
Gitme." diyor "Gitme, evin burası"
Ayağıma çelme takan merdiven

Ardımda bir şehir, gözlerimde kum
Reddedilmiş evlat gibi koyduğum
Yarım kalan mısralarım müdevven

...

Çan sesleri nabız şakaklarında
Hala dolaşıyor sokaklarında
Bir gövdesiz palto, elsiz eldiven

M. Bahadırhan Dinçaslan

15 Nisan 2016 Cuma

Ozan Özmen'e Ağıt

-Şehit Özel Harekat Polisi Ozan Özmen'e ve oğlu Çağatay'a ithaf olunur-

Bir çadırda doğmuşum çayırda ölüyorum
Bu selanın muştusu o ilk duyduğum ezan
Zamanı tanrı yaşar... Gök Tanrım geliyorum!
Mutevazı nazirem kadim efsanelere
Türkü yakar mı bana nal bıyıklı bir ozan?
Ben de sürdüm atımı hiç dönmemek üzere

Bir çelik reddiyeyiz paslı bakır bu çağa
Uyumak neyimize? Şimdi azim vaktidir
Yular yele emanet at sürelim şafağa
Kızıla boyamaya buzul kara kuzeyi
Dost düşman er olana şimdi ta'zim vaktidir
Költigin'den öğrendim böyle güzel ölmeyi

Deşt-i Kıpçak düzünde bir bozkurt gibi azat
Anne, geri gelemem. Baba! Dönemem affet
Eyvah ki eyvah yarım kaldı mukaddes ribat
Nefesine karıştı kan kokulu soluğum
Affet, kanıma girdi çatık kaşlı bir afet
Affet beni evdeşim, bayrağa güvey oldum

Yedeğimde bir murad geldiğinde sırası
Çağatay'ıma kalsın yarım hesap ve silah
Bu bendeki istidad yedi dedem mirası
Atalarım çağrıyor doğuya dönük yüzüm
Müsaade isteyen Azrail'e eyvallah
Kadim sırrın* müdriki bir Türkmence tebessüm

M. Bahadırhan Dinçaslan

*Çocuklarda yeni doğan bu heves nedir?
Kocamışlar bir sır için gençlik diler mi?
Atsız

5 Nisan 2016 Salı

Bedehşan

"İmdi yolum Bedehşan'a düşüptür"
Sümmani

Sen her sabah Bedehşan'da açarsın gözlerini
Benim güneşim tutulur Belh u Buhara üstü
İçimde bir çocuk gibi her dağ ardı Şirin'i
Arayan Ferhad'ım güne, aya, Allah'a küstü

Derinimde aç bi-ilaç koyduğun canavarı
Cin atası Ceren Tay'ım ıslah edecek sesin
Ey Ahab belası ömrüm süreğinin şikarı
Yolum hep sana düşüyor payıma düşmez misin?

Seni hala arıyorum ibadetim nafile
Duam, zikrim, itikafım tek bir kelime: Hani?
Omzunda ihtiyar kuzgun kurumuş elleriyle
Bir mezar yağmalar gibi Bedehşan'da Sümmani

Bedehşan'da akşam oldu örttü bayı, garibi
Makberinin başındayım kuçeler boşalırken
Şiraz'dan bir rüzgar eser bir dostun eli gibi
Sarılır mezar taşına sabahı beklerim ben.

M. Bahadırhan Dinçaslan

*Becoz sabâ-(y)o şemâlem nemişenâsed kes
Aziz-e men ke becoz bâd nist demsâzem
Hafız Şirazi

2 Nisan 2016 Cumartesi

Allah'ın Kanatları

"Semi'allahu limen hamideh"

Gel ey en latif yudumu bu elestî şişenin
Dokunduğun: Mevlididir en günahkar neşenin
Bakmadığın: Bereketin, muhabbetin mezarı

Geliyorum bir kıyamet ardımda bıraktığım
İşte karşında Pantheon adak diye yaktığım
Sinsin oynasın gözünde tanrılar kızıl sarı

Şirkim göğe duman olup ağınca mabedinden
Seni övdüğümü duymuş tahtında hasedinden
Buza kesip ufalanmış Allah'ın kanatları

M. Bahadırhan Dinçaslan

1 Nisan 2016 Cuma

Buse

"Bir tek defa öpüşsek şöyle bir kana kana
Rahat ölebiliriz"
Ady Endre

Gamzenden bir kurşun fırlasın bir hız
Çarp bana yıldırım gibi apansız
Kayıversin zemin ayaklarımdan

Raşesiz gerçeğe ererken rüya
Son bir defa öp ve kızıla boya
Bu beyaz belayı şakaklarımdan

Baş ucumdan kalkıp, doğrulurken sen
Dudakların çeksin canımı benden
Şehadet dökülsün dudaklarımdan

M. Bahadırhan Dinçaslan

29 Mart 2016 Salı

Buket

Öldü, kitabesi meçhule nişan
Mehlika yolunda işaret kaldı
Eyvah ki eyvah o enis-i dilden
Ufkumda bir kızıl hayalet kaldı

Bir ebedi sa'yin mesafesinden
Yılınca salındı kuş kafesinden
İncecik ah ile son nefesinden
Yazgımı dokuyan bu ayet kaldı

Biz iyi bilirdik ama ne çare
Gülmedi yaşarken yüzü bir kere
Misafirdi zaten bastığı yere
Musallada bile emanet kaldı

Dört dağın Türkmeni gibi gezerdi
Gözünden hepsine can suyu verdi
Ömrünce bir murad uğruna derdi
Terekede öksüz bir buket kaldı.

M. Bahadırhan Dinçaslan

*Mehlika Sultan'a aşık yedi genç
Oradan gelmeyecekmiş dediler

Yahya Kemal

*Varılmaz hayale işaret diye
Toprağında bir taş olur, beklerim
Necip Fazıl

*Baki o enis-i dilden, eyvah
Beyrut'ta bir mezar kaldı
Abdulhak Hamid

*Benim tabiattan tek bir muradım
Götüreyim nazlı yare bir çiçek 
Reyhani

22 Mart 2016 Salı

Siyah Elbise

Dile gelip anlatsa bu kırık taşlı kabir
Sevdiğini öldüren herkes biraz bendedir
Güneşin altındaki o en eski hikaye

Hani o latif vahiy, duyup genişlediğim
Telafisiz bu cürüm elimle işlediğim
Yaksın beni bu yangın, alsın beni haviye

Elimde, kurtardığım yanan bir kiliseden
Mahzun etek parçası, o siyah elbiseden
Ebedi ağıdımda göz yaşımı silmeye

M. Bahadırhan Dinçaslan


9 Mart 2016 Çarşamba

Kaçılmaz Kadın

Bölüm I: Mathilda

Şu çöken geceye yeminim olsun
Şüphesiz ki evvel ahir senindir
En derin uykunun sırrına medfun
Sakladığım bu cevahir: Senindir

Sokakta yoluma yatan cehennem
Bin peri saçından dokunan kumaş
Kıpkızıl şehrayin önümce müphem
Kulağımda uğul uğul bir savaş

Yeter diz çöktürdün mısralarıma
Yeter, teslim oldum askerini çek
Merhamet, bütüne müştak yarıma
Merhamet, ey geda Kabesi etek

Ey cezbesi girdap açılan kucak
Uykumu bağışla göz kapağım kum
Adrestia, lutf et, peşimi bırak
Mathilda, Mathilda... Boğuluyorum

Bölüm II: Adrestia
Önüme uzanan gölgemde pusu
Ardımda hafiye: Ayak sesleri
Her gece ribatta tavşan uykusu
Başka şeytanlık her akşam üzeri

Hışmında bin mekir örülü tuzak
Takibi, tacizi amansız yosma
Bir melun kadından kaçışıma bak
Koşar adım bir meşum serencama

Ardıma son bakış aynadan makes
Kaçılmaz kadının hafiyesine
Gözüme mil çeker gibi son nefes
En uzun gecenin kafiyesine

M. Bahadırhan Dinçaslan


18 Şubat 2016 Perşembe

Hicran

Encamı nihavend evveli mahur
Şimdi, o müjganın ıslak yarası
Haşre dek bağrımda göllenir durur

Bu kadın, evimin hüsn-ü kerimi
Omuzumda yüklerin en cesimi
Birazdan terk edip gideceğimi
Bilse de altın bir put gibi mağrur

Bir beyaz elveda, bir ince sızı
Ellerimde o müjganın yaldızı
Layemut Nisan'ı, ebedi yazı
Ardımca bıraktım ber-kadem vakur

Köşeyi dönünce sen sağ, ben sola
Gelmeyecek mevsim senle kol kola
Ey latif şemistan! Uğurlar ola
Bize kalan yalnız zevk-i tahattur

M. Bahadırhan Dinçaslan

Notlar:

-"Ayrıldı gönül şimdi yine bir tek eşinden / Bulmakta teselli batan akşam güneşinden", Nihavend Şarkı
-"bir parça son yalnızlığa öncekiler hazırlıktır / insan bırakmaz sevdiğini sevmek insanı bırakır / kalırsa gözlerinin elinde yaldızı belki kalır / ney üşür kanun pırıldar udlar oldukça karanlıktır / nasıl da sevdim ne iştir bilmeden sevmeyi", Attila İlhan, Müjgan'a Aşk Şarkıları
-"Mevsim seninle kol kola gelmezse, gelmesin!", Faruk Nafiz Çamlıbel
-"Bize bir zevk-i tahattur kaldı / Bu sönen, gölgelenen dünyâda!" Ahmet Haşim



26 Ocak 2016 Salı

Sitemkâr

Yutkunup küfretmediğim son nezaket icabı
Mahşere kaldıysa bile davamızın hesabı
Cehennemin açık ağzı bedduamın girdabı
Ömrün, şansın, tebessümün çevrilip yutulacak

Sen mehtabı seyrededur ardında benim gölgem
Bir ürperten fısıltıyım kulak zarında müphem
Çeyrek yüzyıl ciğerimde göllenip duran sitem
Tel tel çektiğin kalbimden ok gibi kurtulacak

Ben; sabah kimseler yokken boy aynana bakınca
Ben; bir an gördüm sandığın akşam mumu yakınca
Beni anacaksın gece birden şimşek çakınca
Ben aklında kalacağım her şey unutulacak

Hani, o başlığın altı yazıp yazıp sildiğin
Nakli memnu, menfur öykü sustukça eksildiğin
Bir gün biri gelip sana çok yakından bildiğin
Bir şiiri okuyacak ve dilin tutulacak.

M. Bahadırhan Dinçaslan

Türkmendağı Ağıdı: Şehit İbrahim Küçük

-Türkmendağı'nda Türkmen'i Rus'a, Fars'a, Arap'a karşı savunan ülkücü şehit İbrahim Küçük Anısına-

Felek bizden hayfın aldı Türkmendağı'nda
Bir İbrahim Küçük öldü Türkmendağı'nda

Şahidiz ki her gece bir koyakta erler
Bir lokmayı üçe böldü Türkmendağı'nda

Kızıl kara kabuslardan sızan şebbiha
Balalara dehşet saldı Türkmendağı'nda

Fars köpeği, Rus kargası, Arap yılanı
Mayamıza ağu çaldı Türkmendağı'nda

Kavim kardaş, elim obam duymadı bizi
Dost ağladı düşman güldü Türkmendağı'nda

Son ahının yankıları çınlasın dursun
Yiğit öldü şanı kaldı Türkmendağı'nda

Işıtıp ısıtsın diye Turan'ı Ocak
Bir çift gözün feri soldu Türkmendağı'nda

Bir Küçük kıyamet koptu Türkmen içine
Tengri bastı, yer yarıldı Türkmendağı'nda

Şehidiz ki hangi dağda kurt öldü demen
Siz sağ olun, Bozkurt öldü Türkmendağı'nda

M. Bahadırhan Dinçaslan




12 Ocak 2016 Salı

Şark-ı Karib

"Dur görüm, bu ağaç benzir anama..."
                                               Şehriyar

Ufukları dağ yetimi bir şehrin lağımında
Düşlerimde şark-ı karib çamur içinde inci
Hatıralar paslı kılıç belki bin yıldır kında
Istırabım iskan olmuş bir Avşar kadar kinci

On bir kişi Horasan'dan çıkanda* elvan elvan
Cehennemin açık ağzı içre dört nala keşik
Bir ucunda koca Sehend, bir ucunda Savalan
Sulbünü Türkmen etmeye Oğuz sallarken beşik

Her gece birini seçip hazar-yek masalından
Turkuvaz bir yıldız olup göğünden kayacağım
Şehriyar'ı dinliyorum bir ağacın dalından
Kızım olursa adını Ay Tebriz koyacağım


M. Bahadırhan Dinçaslan

*On bir kişi Horasan'dan çıkanda 
Ak sayaya yeşil düğme dikende 
Çıkıp yücelerden engin bakanda 
Yol alıp gidiyor göçü Avşar'ın 

Dadaloğlu