Küçük Asya, Meçhul Bir Zından, 1944
-Nihal Atsız'a ithaf olunur-
Babek'in çağrısıdır
Gök kubbede çınlayan...
Hücreyi arşınlayan
Genç bir Turancı değil
Bir yürek ağrısıdır...
Yaşıtlarının sefil
Bir gayenin peşinde
Hırsına aldırmayan
Henüz yirmi beşinde
Pırıl pırıl bir isyan...
Beş bin senenin yükü
Bu yiğidin omzunda
Çaldığı kopuzunda
Beş bin senelik türkü
Beş bin senelil feryat
Beş bin senelik tutku
Yıpratsa da istibdat
Onun genç dimağını
Bilemiş bıçağını
Aklında Bursa nutku
İçinde çelik yürek
Adı gibi biliyor
Asla yenilmeyecek
Turan kurtulana dek!
...
Genç adamın anası
Utanarak siliyor,
Kabardıkça derini
Bütün bir ırkın yası
Tutuşan gözlerini...
Ey bu genç kahramana
Sütünü veren ana!
Kerküküm esirse de
Ve kanına girse de
Gardaş bazen gardaşın
Sen kalbini ferah tut
Kurtulacak Turan yurt,
Dinecektir gözyaşın!
Muhammed Bahadırhan Dinçaslan
27 Eylül 2010 Pazartesi
25 Eylül 2010 Cumartesi
Turan Manzaraları-II
Orta Asya,Meçhul Bir Yer,1943
-Osman Batur'a ithaf olunur-
Ufukta bir çatık kaş
Han Tengri(*)... Kan lekeli
Kızıl yalaz öfkeli
Tanrı'ya kalkan bir baş!
Esen yelde narası,
Akan selde yarası...
Uğul uğul bir kıta
Han Tengri'nin dizinde
Her tan vakti ufukta
Bir muştunun özlemi
Bir elem denizinde
Eski mahzun bir gemi
Bata çıka yüzüyor
Yelkeni delik deşik
Lif be lif, iplik iplik
Rüzgarları süzüyor
Bozkır... Bozkır ağlıyor
Bir pınardır çağlıyor
Çağların yoğurduğu
Üç asırlık bir zulmün
Biriktirip gün be gün
Hışımla doğurduğu
Öfke şaha kalkıyor!
Gidenlerin ardından
Ataların yadından
Hece hece süzülen
Ağıtlar diken diken
Batıyor gönüllere
Hışımla, ihtirasla
Ve bir kez daha asla
Eğilmemek üzere
Üç asırdır üzülen
Ülke şaha kalkıyor!
*Han Tengri:Resimde görülen Tanrıdağları'nın en yüksek doruğu, kızıl parlamasıyla bilinir.
Muhammed Bahadırhan Dinçaslan
13 Eylül 2010 Pazartesi
Turan Manzaraları I
Turan Manzaraları I:
"Macar Kızı"
Macaristan,Meçhul Bir Yer,1956
-Macar İhtilalcilerine ithaf olunur-
Yitirmek kadar mavi
Gözleri birer ufuk
Çelikten daha kavi
Som yalaz bir soyluluk!
On beş asırdır buruk...
On beş asırdır yaşlı...
Ağlayan bir çift kumru
O iki göz çukuru
Bir tarih kadar yaşlı
Bir bebek kadar diri
Ah o Macar gözleri;
Yüzyılların zulmünü
Kahrı, derdi ve hüznü
Mermerden potasında
Eritmiş gibi gri...
Ne yasa tanır ne din
Amansız bir tecridin
Bu kız tam ortasında
Yapayalnız ve mağrur
Etten kemikten bir sur!
Tek başına bir vatan...
O soylu çehresinde
Nakış nakış bir budun...
"O"dur ayakta tutan
Kalesini umudun;
Loş ve gotik bir zından
Bütün bir Macaristan!
Kendi kendine esir
Her mahkum, hücresinde...
Birer ağıt yükselir
Yurdun her köşesinden
Âtî endişesinden
Emese* kabus görür,
Turul* kafeste çürür!
Ama bu kız, ah bu kız,
Gökte Macaristan'ın
Bahtını yazan yıldız,
Tek başına Turan'ın
Ümidi olan bu kız
Parlayacak bemberrak
Sürsün diye ışığı;
Rahminde taşıdığı
Yıldızı doğuracak!
Muhammed Bahadırhan Dinçaslan
*Emese: Macar efsanesinde, Arpad'ın büyükannesi. Gördüğü bir rüya ile, Macar Kraliyet soyuna hayat vermiştir.
*Turul: Türkiye Türkçesi ile Tuğrul. Simurg ya da Anka olarak da bilinen, Türklerce kutsal sayılan efsanevi kuş. Macar kültüründe çok önemlidir. Emese, rüyasında bu kuşu görmüştür.
Gözleri birer ufuk
Çelikten daha kavi
Som yalaz bir soyluluk!
On beş asırdır buruk...
On beş asırdır yaşlı...
Ağlayan bir çift kumru
O iki göz çukuru
Bir tarih kadar yaşlı
Bir bebek kadar diri
Ah o Macar gözleri;
Yüzyılların zulmünü
Kahrı, derdi ve hüznü
Mermerden potasında
Eritmiş gibi gri...
Ne yasa tanır ne din
Amansız bir tecridin
Bu kız tam ortasında
Yapayalnız ve mağrur
Etten kemikten bir sur!
Tek başına bir vatan...
O soylu çehresinde
Nakış nakış bir budun...
"O"dur ayakta tutan
Kalesini umudun;
Loş ve gotik bir zından
Bütün bir Macaristan!
Kendi kendine esir
Her mahkum, hücresinde...
Birer ağıt yükselir
Yurdun her köşesinden
Âtî endişesinden
Emese* kabus görür,
Turul* kafeste çürür!
Ama bu kız, ah bu kız,
Gökte Macaristan'ın
Bahtını yazan yıldız,
Tek başına Turan'ın
Ümidi olan bu kız
Parlayacak bemberrak
Sürsün diye ışığı;
Rahminde taşıdığı
Yıldızı doğuracak!
Muhammed Bahadırhan Dinçaslan
*Emese: Macar efsanesinde, Arpad'ın büyükannesi. Gördüğü bir rüya ile, Macar Kraliyet soyuna hayat vermiştir.
*Turul: Türkiye Türkçesi ile Tuğrul. Simurg ya da Anka olarak da bilinen, Türklerce kutsal sayılan efsanevi kuş. Macar kültüründe çok önemlidir. Emese, rüyasında bu kuşu görmüştür.
Etiketler:
Muhammed Bahadırhan Dinçaslan,
Turan Manzaraları I
12 Eylül 2010 Pazar
Üç Atlı
Üç Atlı
Karşı yoldan üç atlı,
Bir kuş gibi kanatlı,
Geliyor köye doğru.
Cebkeni kola atmış,
Sağ elini uzatmış,
Üçü de göğe doğru.
Bir bulut olmuş rüzgâr,
Heyecandan başaklar,
Tutmuş nefeslerini.
Sıra dağlar inliyor,
Kalbi diye dinliyor,
Çelik nal seslerini.
Sürün atlılar, sürün!
Beni alıp götürün,
Bu yerde pek yalnızım.
Demeyiniz bu da kim?
Öyle diyor ki, içim,
Candan aşinanızım...
Necip Fazıl Kısakürek
Karşı yoldan üç atlı,
Bir kuş gibi kanatlı,
Geliyor köye doğru.
Cebkeni kola atmış,
Sağ elini uzatmış,
Üçü de göğe doğru.
Bir bulut olmuş rüzgâr,
Heyecandan başaklar,
Tutmuş nefeslerini.
Sıra dağlar inliyor,
Kalbi diye dinliyor,
Çelik nal seslerini.
Sürün atlılar, sürün!
Beni alıp götürün,
Bu yerde pek yalnızım.
Demeyiniz bu da kim?
Öyle diyor ki, içim,
Candan aşinanızım...
Necip Fazıl Kısakürek
11 Eylül 2010 Cumartesi
Çekip Giden Kızlar Ve Geride Kalanlar
Çekip Giden Kızlar
- Terkedilmiş bir adamı iki saat teselli ettikten sonra...-
"...Anlatmak zordur, fakat..."
Çekip giden o kızlar
Hakikatte hırsızlar
İyi, güzel ne varsa
Gider onlarla, gider
Ne bir teşekkür eder,
Ne ederler yadını,
Hatta biri sorarsa
Unuturlar adını,
Çekip giden o kızlar...
Çekip giden o kızlar
Bilmezler ki kirlenir
Geride kalan şehir
Bir yara olup sızlar
Çekip giden o kızlar
Yarının katilidir
Bu boktan şiir gibi
Ahenkten yoksun bir ah
Nereden baksan günah!
Bir de işin garibi
Çekip giden o kızlar
Sorarsan günahsızlar...
Ah o kızlar, o kızlar!
Ah, o kayan yıldızlar!
Bilmezler ki bir şair
Galaksiler boyunca
İnsanlar uyuyunca
Gökleri perde perde
Aralar da uzayda
Başka gezegenlerde
Başka güneşte, ayda
Arar onlara dair
Küçük de olsa bir iz
İblis kadar ümitsiz...
Derdi, ya son bir tokat
Ya da bir gül atmaktır,
Ya da, ya da son defa
O gözlere bir bakıp
Son bir sigara yakıp
Bürünüp bir çarşafa
Son uykuya yatmaktır,
Derdi, asildir, oysa
O kızlar bunu duysa
Kim bilir nasıl güler
Ki, bir sevda bir destan
Doğurursa, o zaman,
Acıklı biter sonu,
Böyle söyler öyküler...
Her kim hakettiğinden
Fazla severse 'O'nu
Lanet edilir hemen:
'Kahrolsun Sweeney Todd'
'Alçak adam Lancelot! '
...
Biri de benden gitti
Çare yok, giden gitti
İki resim, bir şiir
Ondan geriye kalan
Az gerçek, çokça yalan
Baştan sona pas ve kir
Leş yiyici bir yılan,
Ondan geriye kalan!
Sitem,sitem ve isyan
Bir aşkın bakiyesi
Hüzün kokan nefesi
Gökte asılı duman
Bir intikam hevesi:
Sitem, sitem ve isyan!
---------------------
" Gamzen ne dem ki tiğ çekip hûn-feşân olur
Uşşâk-ı dil-figâra ecel mihribân olur"
Nefi
"Çekip Giden o kızlar
Hakikatte yalnızlar..."
Geride Kalanlar
Kızlar... Kızlar hep gider!
Ya geride kalanlar?
Dimağlarını keder
Bürüdüğü zaman kim
Tutacak ellerini?
Kim sorar hallerini?
Hangi şefkatli hekim
Dertleri neymiş anlar?
Ve geride kalanlar;
Ah, o unutulanlar!
O kadar çirkin midir
Ki onlardan iğrenir
Çekip giden o kızlar;
Kalbi yok vicdansızlar?
Ah, nasıl acıklıdır
Öylece bakakalmak
Gidenlerin ardından,
Rest yemek bir kadından,
Ne elim bir iftirak...
Kahır, kahır ve kahır!
Sahi, ne acıklıdır!
Ah, geride kalanlar,
Ceplerinde yalanlar,
O sahte gülüşleri
Çıkar kokan düşleri
Anar efkarlanırlar
Yanar, efkarlanırlar...
Varlık neye yarar ki
Aynada aksin yoksa
Bir yanın hep buruksa?
Hep "acaba" ve "belki"
Muallaktaysa herşey
Varlık neye yarar ki;
Sen öz annene üvey
Bir çocuksan, uzaksan,
Ne çıkar ateş yaksan
Güneşler kadar büyük,
Görmüyorsa hiç kimse?
Gücün varsa gülümse
Yoksundur sen, yoksundur!
En korkunç kabusundur
Hissedip bilinmemek...
Bedenin loş bir höyük
Ruhun cesettir demek
Hissedip bilinmemek!
Bu, böyle acıklıdır!
Kahır, kahır ve kahır!
O geride kalanlar,
Böyle bir kahra mahkum.
Akıbetleri malum;
Gastelerde ilanlar:
"Bir genç ölü bulundu
Ciğerine bir bıçak
Gibi sivri, sımsıcak
Saplanmış kavi demir
Ve aşktan dövülmüş bir
Mıh gömülü bulundu..."
Umrunda mı kızların
Kaderi yalnızların?
Onlar, gelip giderler
Gününü gün ederler,
Ve geride kalanlar,
Hayatının aşkını,
Güya "O"nda bulanlar,
Susanlar, sıkılanlar,
Yananlar, yakılanlar,
Geçmişe takılanlar,
Geçerken bakılanlar,
Farkedilmek isterler,
"Bizi hissedin" derler,
Var olabilmek için...
Sokak köşelerine
Şarap şişelerine
Sığınarak ağlarlar
Tecrit eden bir hiçin
Ortasında çağlarlar...
Şairler de olmasa
Kim yazacak onların
-"Uşşâk-ı dil-figar"ın-
Bir hayat kadar kısa
Ve onun kadar uzun
Soğukluğuyla buzun
Üşüten destanını?
Dinleyip vicdanını?
...
Ve sen, geride kalan
Anılarda kaybolan,
Kalk ayağa, kalk hadi!
Düştüğün trajedi,
İçli hatıraların;
Sen ölsen bile yarın
Kör-topal bir şiirde
Ölümsüz bir şehirde
Daima yaşayacak,
Çirkin ama, sımsıcak!
M. Bahadırhan Dinçaslan
- Terkedilmiş bir adamı iki saat teselli ettikten sonra...-
"...Anlatmak zordur, fakat..."
Çekip giden o kızlar
Hakikatte hırsızlar
İyi, güzel ne varsa
Gider onlarla, gider
Ne bir teşekkür eder,
Ne ederler yadını,
Hatta biri sorarsa
Unuturlar adını,
Çekip giden o kızlar...
Çekip giden o kızlar
Bilmezler ki kirlenir
Geride kalan şehir
Bir yara olup sızlar
Çekip giden o kızlar
Yarının katilidir
Bu boktan şiir gibi
Ahenkten yoksun bir ah
Nereden baksan günah!
Bir de işin garibi
Çekip giden o kızlar
Sorarsan günahsızlar...
Ah o kızlar, o kızlar!
Ah, o kayan yıldızlar!
Bilmezler ki bir şair
Galaksiler boyunca
İnsanlar uyuyunca
Gökleri perde perde
Aralar da uzayda
Başka gezegenlerde
Başka güneşte, ayda
Arar onlara dair
Küçük de olsa bir iz
İblis kadar ümitsiz...
Derdi, ya son bir tokat
Ya da bir gül atmaktır,
Ya da, ya da son defa
O gözlere bir bakıp
Son bir sigara yakıp
Bürünüp bir çarşafa
Son uykuya yatmaktır,
Derdi, asildir, oysa
O kızlar bunu duysa
Kim bilir nasıl güler
Ki, bir sevda bir destan
Doğurursa, o zaman,
Acıklı biter sonu,
Böyle söyler öyküler...
Her kim hakettiğinden
Fazla severse 'O'nu
Lanet edilir hemen:
'Kahrolsun Sweeney Todd'
'Alçak adam Lancelot! '
...
Biri de benden gitti
Çare yok, giden gitti
İki resim, bir şiir
Ondan geriye kalan
Az gerçek, çokça yalan
Baştan sona pas ve kir
Leş yiyici bir yılan,
Ondan geriye kalan!
Sitem,sitem ve isyan
Bir aşkın bakiyesi
Hüzün kokan nefesi
Gökte asılı duman
Bir intikam hevesi:
Sitem, sitem ve isyan!
---------------------
" Gamzen ne dem ki tiğ çekip hûn-feşân olur
Uşşâk-ı dil-figâra ecel mihribân olur"
Nefi
"Çekip Giden o kızlar
Hakikatte yalnızlar..."
Geride Kalanlar
Kızlar... Kızlar hep gider!
Ya geride kalanlar?
Dimağlarını keder
Bürüdüğü zaman kim
Tutacak ellerini?
Kim sorar hallerini?
Hangi şefkatli hekim
Dertleri neymiş anlar?
Ve geride kalanlar;
Ah, o unutulanlar!
O kadar çirkin midir
Ki onlardan iğrenir
Çekip giden o kızlar;
Kalbi yok vicdansızlar?
Ah, nasıl acıklıdır
Öylece bakakalmak
Gidenlerin ardından,
Rest yemek bir kadından,
Ne elim bir iftirak...
Kahır, kahır ve kahır!
Sahi, ne acıklıdır!
Ah, geride kalanlar,
Ceplerinde yalanlar,
O sahte gülüşleri
Çıkar kokan düşleri
Anar efkarlanırlar
Yanar, efkarlanırlar...
Varlık neye yarar ki
Aynada aksin yoksa
Bir yanın hep buruksa?
Hep "acaba" ve "belki"
Muallaktaysa herşey
Varlık neye yarar ki;
Sen öz annene üvey
Bir çocuksan, uzaksan,
Ne çıkar ateş yaksan
Güneşler kadar büyük,
Görmüyorsa hiç kimse?
Gücün varsa gülümse
Yoksundur sen, yoksundur!
En korkunç kabusundur
Hissedip bilinmemek...
Bedenin loş bir höyük
Ruhun cesettir demek
Hissedip bilinmemek!
Bu, böyle acıklıdır!
Kahır, kahır ve kahır!
O geride kalanlar,
Böyle bir kahra mahkum.
Akıbetleri malum;
Gastelerde ilanlar:
"Bir genç ölü bulundu
Ciğerine bir bıçak
Gibi sivri, sımsıcak
Saplanmış kavi demir
Ve aşktan dövülmüş bir
Mıh gömülü bulundu..."
Umrunda mı kızların
Kaderi yalnızların?
Onlar, gelip giderler
Gününü gün ederler,
Ve geride kalanlar,
Hayatının aşkını,
Güya "O"nda bulanlar,
Susanlar, sıkılanlar,
Yananlar, yakılanlar,
Geçmişe takılanlar,
Geçerken bakılanlar,
Farkedilmek isterler,
"Bizi hissedin" derler,
Var olabilmek için...
Sokak köşelerine
Şarap şişelerine
Sığınarak ağlarlar
Tecrit eden bir hiçin
Ortasında çağlarlar...
Şairler de olmasa
Kim yazacak onların
-"Uşşâk-ı dil-figar"ın-
Bir hayat kadar kısa
Ve onun kadar uzun
Soğukluğuyla buzun
Üşüten destanını?
Dinleyip vicdanını?
...
Ve sen, geride kalan
Anılarda kaybolan,
Kalk ayağa, kalk hadi!
Düştüğün trajedi,
İçli hatıraların;
Sen ölsen bile yarın
Kör-topal bir şiirde
Ölümsüz bir şehirde
Daima yaşayacak,
Çirkin ama, sımsıcak!
M. Bahadırhan Dinçaslan
Etiketler:
Çekip Giden Kızlar,
Ve Geride Kalanlar
9 Eylül 2010 Perşembe
Kongurej-Konguray
Aldan chetken chylgymnyn
Alazy kajdal, Kongurej
Aldy kozhuun chonumnun
Aaly kajdal, Kongurej
Cheden chetken chylgymnyn
Chelezi kajdal, Kongurej
Chedi kozhuun chonumnun
Cheri kajdal, Kongurej
Sezen chetken chylgymnyn
Sezi kajdal, Kongurej
Ses-le kozhuun chonumnun
Sezi kajdal, Kongurej
Tozan chetken chylgymnyŋ
Tozu kajdal, Koŋgurej
Tos-la kozhuun chonumnuŋ
Tozu kajdal, Koŋgurej
Tuva yırı...
Alazy kajdal, Kongurej
Aldy kozhuun chonumnun
Aaly kajdal, Kongurej
Cheden chetken chylgymnyn
Chelezi kajdal, Kongurej
Chedi kozhuun chonumnun
Cheri kajdal, Kongurej
Sezen chetken chylgymnyn
Sezi kajdal, Kongurej
Ses-le kozhuun chonumnun
Sezi kajdal, Kongurej
Tozan chetken chylgymnyŋ
Tozu kajdal, Koŋgurej
Tos-la kozhuun chonumnuŋ
Tozu kajdal, Koŋgurej
Tuva yırı...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)