Nesimi Divanı'nda Türk ve Türklerle doğrudan ilgili terimlerin geçtiği beyitlerin ve tuyuğların derlemesi...
1. "Bu ne halettir ey Türk-i perî-zâd?
Gamından bulmadım bir lahza âzâd."
Anlamı:
Bu nasıl bir haldir ki ey peri yaratılışlı Türk?
Gamından bir an olsun azat olamadım...
2. "Aynın hatâsız ey bût-i Çîn döktü kanımı
Türk-i Hatâdır, aslına varır, hatâsı yok"
Anlamı:
Ey Çinli put(put gibi güzel, Çin tanrıçası) gözünün aksi kanımı döktü
O Hatâ (Kıtay) Türk'üdür, aslına benzer (kan dökücüdür) hatası yok
Not: Çekik gözlü bir kadını anlatmak için bût-i Çîn terkibi kullanılmış. Hatâ ülkesi de, o zamanlar Kıtayların hakim olduğu, günümüz Moğolistan bozkırına tekabül eden, orta asya bozkırıdır. Hata kelimesi her iki anlamıyla kullanılarak sanat yapılmıştır.
3. "Düşerem oda göricek bu melek-nijâd hûri
Acaba bu Çin bûtinin yüzü nakş-ı âzerî mi?"
Anlamı:
Bu melek soylu huriyi görünce aşk ateşine düşerim
Bu çin putunun (çekik gözlü kızın) yüzü ateşle işlenmiş bir nakış mıdır(Azeri Nakşı, her iki manasıyla kullanılmış)
4. "Müşgîn saçın sevâdına müşg-i Hatâ direm
Müşg-i Hatâ ne nesnedir, ânı hatâ direm."
Anlamı:
Misk kokulu saçının karanlığına Hatâ(Kıtay) miski derim
Hatâ miski de neymiş! Bunu demem bir hatadır.
Hatâ'nın açıklaması yukarıda yapılmıştır.
5. "Hâl ü hâtüne kim Hatâ söyler ise hatâ kılar
Cân ile sevmeyen seni mankir-i Hak adû direm."(yukarıdakinden farklı bir gazel)
Anlamı:
Yüzündeki ben ve hât(yüzdeki ayva tüyleri)a Hatâ(Tatar) diyenler hata eder
Seni içinden gelerek sevmeyene Tanrı'nın inkarcısı düşman derim.
6. "Ey subh-dem yeli ne öğersen tatârını?
Müşgin saçında gör ki ne tâtâra düşmüşem."
Anlamı:
Ey sabah vaktinin yli. Misk kokusunu getiren Tatarını ne översin?
Sevgilimin saçında benim seninkinden daha üstün bir Tatarım vardır(Sevgilim Tatardır)
Not:Tatar kelimesi hem bir Türk uruğu manasında, hem uzaktan haber getiren manasında kullanılmıştır, o çağda atlı Tatarlar ulak olarak kullanılıyordu. Aynı zamanda Tatar ülkesinde, karnından misk kokusu elde edilen ceylanlar yaşar.
7. "Tâtâra dahî nâfe için n'işe idem azm?
Zülfünde ânın nâfe-i Tâtârımı buldum."
Anlamı:
Göbek miski için Tatar ülkesine ne diye gideyim
Ben sevgilimin zülfünde Tatar miskini buldum(Sevgilim Tatardır)
8. "Züfünü nâfe-i Tâtâr'a baha kılma ki ben
Kıymetin her kılının mülk-ü Süleyman dimişem."
Anlamı:
Sevgilinin zülfü için Tatar miskine bedeldir deme
Ben onun her kılını Süleyman mülküne(cihana) eşit kılmışım.
9. "Arabnun nutku bağlandı dilinden
Diyen kimdir seni ki Türkmânsen?"
Anlamı:
Konuştuğunda arabın korkudan dili tutulmuştur
Ona senin Türkmen olduğunu söyleyip ürküten kimdir?
10. "Kati müştâk olmuşam zülf ü izârın bûyuna
Ey yüzi gülşen, saçı müşg-i Tâtârım, kandesen?"
Anlamı:
Zülfünün ve yanağının hoş kokusuna dayanılmaz arzu duymaktayım
Ey yüzü gül bahçesi gibi, saçı Tatar miski gibi olan, nerdesin?
11. "Ne anberdir yâ Rab, şakâyık micmerinden kim,
Buhûrundan ânın, kadrî sunuktur müşg-i Tâtâr'ın."
Anlamı:
Şakayık tütsülüğünden tüten nasıl bir anberdir ki Tanrım,
Onun buhuruna nisbetle Tatar miskinin değeri düşmüştür?
12. "Tâtâr'a saçın tozunu tüccar ile gönder
Tâ kim bileler nâfe-i Tâtâr kimin var?"
Anlamı:
Tatar ülkesine saçının tozunu tüccarlarla gönder
Bilsinler asıl Tatar miski kimde var
13. "Gönül yağma kılanımdır, beni derde salanımdır
Yine dermân olanımdır, dahi Türk ü Tâtâr'ımdır."
Anlamı:
Gönlümü yağma edendir, beni derde salandır
Sonra yine derman olanımdır, Türk'ümdür, Tatar'ımdır
14. "Ey aşıkın hayâtı vü ömrü saçun, ânın
Cânsızdır ol ki adını müşg-i Tâtâr eder."
Anlamı:
Ey aşığın hayatı ve ömrü olan güzel!
Senin saçına Tâtâr miski diyen, cansızın biridir.
15. "Cihanda kulların çoktur, velîkin çün Nesimi kem
Besâ Türk ü besâ Kıpçak, besâ Zengî, besâ Hindû."
Anlamı:
Nicesi Türk ve Kıpçak, nicesi zenci ve hindu, kulların çoktur
Ama aralarında Nesimi gibisi yoktur.
16. "Geldi Hak'tan müjdeci bir günde dörd
Kim bize Beğ virdi bir günlük yoğurd
Ol dahi yarısı su, yarısı durd
Bahşişi Türk'ün mü yeğdir, yoksa kürd?"
Anlamı:
Haktan bize bir günde dört müjdeci geldi
Dediler ki "Beğ sana bir öğünlük yoğurt verdi"
Yarısı su, yarısı da tortu
Türk'ün bahşişi mi daha yeğdir, kürdün mü?
17. "Adımı Hak'tan Nesimî yazerem
Bil bu mâ'nîden ki sîmem, yâ zerem
Hem hidayet eylerem, hem azerem
Hem bûtu uşadıcı, hem Âzer'em!"
Anlamı:
Tanrı'nın emriyle adımı Nesimi yazarım
Gümüş mü altın mı olduğumu buradan anla
Hem insanı doğru yola getirenim, hem yoldan çıkarak azarım
Hem put kırıcı(İbrahim) hem Azer'im (İbrahim yalvacın babası, putperest)
Azer manasıyla, Azer Türk'ünü de kastederek sanat yapmış olması ihtimal dahilindedir.
Derleyen:Muhammed Bahadırhan Dinçaslan
Not: Siyah Beyaz Kültür Sanat Platformu Ocak 2011 sayısında yayınlanmıştır.
Ek: Aceb şol mest-i sevda-i moğolçin
Menim bahtım mıdır, ya çeşm-i pürhab?
3 Aralık 2010 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder