4 Mart 2012 Pazar

Türkçü Destan

"Derviş Paşa gayri kına yakınsın
Böbürlenip dört bir yana bakınsın
Amma bizden gece gündüz sakınsın
Öc alırız ilk fırsatı bulanda!"

Dadaloğlu

Türkçü Destan: Türkistan Ağıdı

Beşbin yıllık bıyığımda kıvrım kıvrım bir tetik
Şakaklarımdan süzülen bir tutam ittihatçı
Kırkdört çatallı bir şimşek göğsümde elektrik
Ben titrerim... Sarsar yurdu dalga dalga bir artçı

Dokuz dallı ağaçtan ben kopan taze bir yaprak
Bahtım tan bağışı bozkır yellerine emanet
Doğu yelinin amansız cezbine kapılarak
Uçarken çok uzak bana, ölüm, teslim, esaret

Atalarım çağırıyor! Kür Şad gözler yolumu
Dağda kurt ulumalarında cıvıl cıvıl kuş sesi
Selamlıyorum gökte bin yıl sonraki oğlumu
Gözlerimde kızlarımın bakir gülümsemesi

Hangi buluttan düştüyse tohumum anayurda
Onun gözyaşıdır şimdi saçlarımdan damlayan
Kükre, gürlesin kasırgan tek beni de savur da
Kurbanın ben olayım hey! Anamın yurdu, uyan!

Bu gece darağacımı sulayan titrek yağmur
Mavi yeşil bezemeli ülkemin sarısını
Nöbet tutan balballarım başımda dik ve mağrur
Dinlemeli kamlarımın şükür yakarısını

Türkistan sana bir avuç ateş çaldım tamudan
Tütsün diye ocakların tanrılarla döğüştüm!
Şimdi benek benek ışık dolsun göğün Türkistan
Borcum yaşamaktı ama bağışla beni, düştüm!

M. Bahadırhan Dinçaslan

Kalbi Türklük için çarparken zindana atılan, işkenceye uğrayan, öldürülen, çocuğundan, anasından, atasından ayrı koyulan, sürülen; zulme uğrayan bütün Türkçüler adına, Enver Paşa'ya ağıttır. Bugün devir Derviş Paşa'nın devriyse de, yarın Dadaloğlu'nun öcü alınacak. "Yeşermesi ektiğimiz tohumun haktır / İşte o gün ruhlarımız şad olacaktır!"

Töre Dergisi'nde yayımlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder