Hangi tanrıyı kızdırdım ki lanetli gözlerim?
Baktığım yer boza keser çürür, kurur, kırılır
Kulağımda uğul uğul koro halinde: "hayır!"
İnsanlar ve tanrıları reddeder beni her gün
Dillerinde kırbaç; yol yol olmuş kanıyor derim
Vatan her an arkamdadır nereye baksam sürgün
Hangi tanrıyı kızdırdım ki lanetli gözlerim?
İşte, "esfel-i safilin", kımıl kımıl bir kuyu!
İşte dostlarım: haşerat! Dört yanım kirli siyah
Ellere şefaatçi var ben nefes alsam günah!
Ah, kendine düçâr olmak, ah bu incecik azap
Ve binlerce yıl özlemek bir gecelik uykuyu
Boz bulanık, ıslak kaygan bir tasta pişen kezzap
İşte, "esfel-i safilin", kımıl kımıl bir kuyu!
Hak ettim ben, hak ettim ben, kanım bozuktu benim!
Hep "daha" dedim, durmadım, gözlerim yüksekteydi
Biliyordum, bu netice beni beklemekteydi
Aldırmadım, kurcaladım, bir kedi merakıydım
Gerçi bir yanım hep iyi, hep bir çocuktu benim
Sattım şeytana ruhumu çocukluğuma kıydım
Hak ettim ben, hak ettim ben! Kanım bozuktu benim!
...
Ah şu benim sevdalarım: hep kan ve irin koktu
Sevsem öldüresim geldi öldürdüğümü sevdim
-Belki, ben hep çıkmazları, ben hep düğümü sevdim-
Bir küçük kız çocuğuydu işlediğim ilk cürüm
Gözyaşıyla yıkandığım ilk kadın bu çocuktu
Hala baksam aynalarda gözlerini görürüm
Ah şu benim sevdalarım: Hep kan ve irin koktu!
M. Bahadırhan Dinçaslan
Meraklısına not:
Kayseri'de yazılmış bir şiir. Gotik sanat kavramı hakkında düşüncelerimi kesinleştirdiğim andan sonra yazdığım ilk "yöntemli" şiir kabul edilebilir.
19 Ağustos 2011 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder