Milyon yıllık mutad arzın üstünde
Gitmeler gelmeler sükût-u hayal
Yitik onca yarın yüz yıllık dünde
Hafız'ı perişan eden bu melal
İlkin kulağıma okunan ezan
Şakağımda nabız bu meşum çanlar
Önümce dört yöne uzayan Fizan
Her adımda taze sürgünüm uzar
Dudağımda garip bir dilde dua
Her akşam tespihim bir kızın adı
Her sabah gözlerim mıhlı uzağa
Atimde bir müphem geçmişin yadı
Tanrıların gazabına uğramış
Metruk bir gemiyim her yanım lodos
Dürbünümde kanat kanat bir alkış
Saklı düşlerimden kaçkın albatros
Bir mücrim titreten tülün ardından
Günahım itiraf ettiğim cübbe
Görmeden aşina olan kadından
Önümce bir serap: Bin parça Kabe
Kırdığım zincirin beyin zarımda
Çapağı bir kıymık çıkmaz aklımdan
Yedi deniz altı yön nazarımda
Tanrıçamdan yedi kollu bir şamdan
Omzumda albatros hüsn-ü alamet
Dümenimi kırdığım bu tebessüm
İçerimde uğul uğul kıyamet
Yirmi dört yılımı çağıran hüküm
Bu ummanın ardı bir beyaz sahil
Zaman muhasibi yıldız kadar kum
Bu ummanın ardı bir munis yeşil
Tanımadan aşinası olduğum
M. Bahadırhan Dinçaslan
Albatros: bkz: The Rime of the Ancient Mariner
Hafız'ı perişan eden melal: bkz: Abends Wenn Die Fremden Beten
13 Ekim 2014 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder