"Şeb-i yeldayı müneccimle muvakkit ne bilir
Mübtela-yı gama sor kim geceler kaç saat..."
Şu çöken geceye yeminim olsun
Şüphesiz ki evvel ahir senindir
En derin uykunun sırrına medfun
Sakladığım bu cevahir: Senindir
Ayın en bakire çehresindesin
Ebedi leylîyim gıyabında ben
Şükûf-u beyaban açtı nergisin
Mecnun'um beyhude serâbında ben
Bir sabah uyanıp uykudan mahmur
Bulayım o mevud fecr-i karîbi
Davud'a nazire dilimde mezmur
Dereye susamış bir ceylan gibi
Güneşi özledim Rapunzel gökten
Sarkıt saçlarını göğe çıkayım
En uzun gecenin şakağına ben
Bir namlu dayadım... Sık de sıkayım!
M. Bahadırhan Dinçaslan
"Vel leyli izâ yagşâ."
"Ve inne lenâ lel âhırate vel ûlâ."
"Küll-i atin karib"
"Sicut cervus desiderat ad fontes aquarum, ita desiderat anima mea ad te, Deus."
22 Aralık 2015 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
itiraf etmeliyim ki ;siirlerinde anlayamaigim yerler oluyor , bana yabanci sozcukler ama anladigim bolumler icimi yakiyor .duygu yogunlugundan yaniyor icim . yanlis ifade etmiyim kotu bir ic yanginligi degil aslinda uuff nasil anlatilir ki? Ama hep yaz :)
YanıtlaSilNeden 42? Bir şiirinin başında alıntıladığın Cantigas de Santa Maria'nın kırk ikinci parçasıydı,bu mezmur da Psalm 42 olarak numaralanmış. Yoksa "the answer to life, the universe, and everything"?
YanıtlaSil"Aşk imiş her ne var ise alemde
Silİlim bir kil ü kâl imiş ancak"
sözüne, Otostopçunun Galaksi rehberi referansı ile kendimce yaptığım göndermelerdi. Şiirlerimde böyle iç içe onlarca, muhtemelen çoğu görünmez gönderme yapıyorum. Birinin, hele ki en uzun süredir devam eden birinin böyle fark edilmesi beni inanılmaz mutlu etti.
Böyle harikulade bir şiirde böyle güzel bir göndermeyi fark etmek asıl beni mutlu etti. Sanırım takibimi yıla dayandırdığım şu zamanlarda senden öğrenecek ve sayende fark edecek çok şeyim var.
Sil