Bir kalın hastalık cüzzam önünde divan durur
Zarif hanımlar ve beyler gündüz vakti kudurur
Cehennemde bir vadiye çevirir sokakları
Hengamenin ortasında bir şair burnu düşmüş
Etlerine itler mekruh bir iştahla üşüşmüş
Kendi çığlığını duyup düşüyor kulakları
Kupkuru yanaklarından gözleri dökülüyor
Görünmez kerpetenlerle dişleri sökülüyor
Ufalanıyor adını söylese dudakları
Dağılırken bir ebedi ömre dair imanı
Dokunduğu yerde minik bir ölümün nişanı
İnce parmakların mezar taşıdır tırnakları
M. Bahadırhan Dinçaslan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder