24 Temmuz 2023 Pazartesi

Son Geminin Ardından


...With flowers crowned I stood on a mound,
and shrill as a call at cock-crow
proudly I cried: ‘Why do you hide?
Why do none speak, wherever I go?
Here now I stand, king of this land,
with gladdon-sword and reed-mace.
Answer my call! Come forth all!
Speak to me words! Show me a face!’
J.R.R. Tolkien



I - Liman

Derinliklerden bir tanrı adımı sesleniyor.

Bir başıma dikilmişim. Gözlerim isleniyor
Şekerlenmiş neşesinden geminin miçosunun
Bir ıslık ıssız limanda çınlıyor uzun uzun
Ebediyyen küllenirken metruk deniz feneri
İp eğriyor bu ıslıktan kıyı boyu cinleri
Kıskıvrak bağlıyor iki elimi iki yana
Son bir veda abidesi konmuş gibi limana
Dikiliyorum ve asla kalkmıyor iki elim
Mazim karanlıktı şimdi ufkum da öyle muzlim
Şimdi onlar "oralı"dır bense daim "buralı"
Bura benimdir - işte ben: Kalanların kralı
-Aynaların, akislerin, yalanların kralı
Cehennem yoluna rehber yılanların kralı
Viraneye kral oldum: yabanların kralı
Ben, eleğin en dibinde kalanların kralı!-
Ayrılırken dalgaların hicran dövdüğü yerden
Poyraz vuruyor yüzüme düşüyor falezlerden
Yuvarlanıyor hatifin uğruna doğru tacım
Poyraz vuruyor yüzüme: Teselliye muhtacım.

II - Ses

Yosunlu bir hançereden geldiği belli, vakur
Fakat asla müşfik değil - gaddar, alaycı, menfur!
Beni sesleyen o meçhul tanrı neyin nesiydi?
Belki kılıç artığı bir kafir efsanesiydi
Müminlerinin külleri savrulunca denize
Sığınmıştı bir intikam vakti için gerize
Bahtı kara leventlerin gözlerini yiyerek
Kıvrılmıştı bu koyağa sinsi yeşil engerek!
Hicranımın rayhasını alınca melun burnu
Kıpırdanmış olsa gerek uykuda ismi memnu
Ya adımı nasıl bildi? Kafir mabudu işte
Şeytan da büyük alimdi... Belki de o küpeşte
Bir dostumu kurban verdi dalgaların koynuna
Boğulurken fısıldadı adımı dostum buna
Zavallıcık! Bilmez misin hain olur gemiler
Binmeyen pişman olur da... Binen, binmemek diler

Neyse nedir, ben bu sesin düşer miyim peşine?
Yeniden bir serüvenin taze keşmekeşine
Takatım yok, maceraya yetmez artık nefesim
Son gemide dostlarımla gitti benim hevesim.

III - Eve Giden Yol

Seni kimse ayıplamaz ister yürü, ister dur
Ey çağı geçmiş küheylan - şimdi topal ve kambur
Ne kız kaldı kaçıracak yedi talip içinden
Ne aşiret vurulacak yaylak vakti göçünden
Dört bir yana beş bir yana dostuna kömek için
Balkandan yardan koyaktan aşarak doludizgin
Düşman vuran yiğitlerin yoldaşı yağız atım
O şen şakrak zamanlardan şimdi uzağız atım
Kimseler çağırmaz bizi gece körü imdada
Senin de çürümek düştü bahtına bir tavlada
Kılıçlar döndü başında korudun süvarini
İncitmedin ak elleri kızıl kına gelini
Tuzaklar seçti ayağın geçitler buldu gözün
Şimdi ömrün gecesidir geçti senin gündüzün
Atlar rüya görür derler... Düşlerinden haber ver
Kemancının çayırında buluşmamız mukadder
Şuracıkta ölsen inan üzülmem öldüğüne
Kömey eder uğurlarım seni sonsuz düğüne
Yeni sahip bulacağın gün, üzülme, yakındır
Tanrılara binek olmak elbet senin hakkındır.

Kaç yıl sonra unuturum yaylanın yollarını?
Kaç yılın rüzgarı örter yiğidin mezarını?
Kaç yıl geçince resmini içimden siler hatır?

Bu dağları yine görmek nasip olmayacaktır.

Yar yetimi kaldık işte ıssızdır Kuray Düzü
Kalsa nola ahirinde gözlerim dağ öksüzü?
Keyfi mi var sofraların bir başına kurunca
Kadehler kime kalkacak hep yalnız oturunca?
Eve dönmek hayaliydi evimden daha sıcak
Döndüm işte. Çıkmayınca bana mezar olacak.

IV. Martı

Tütün kesem bedenimin cüzü oldu bu evde
Sanki cehennem çektiğim duman içre peşrevde
Üflediğim kıvrımlarda encamımı çiziyor
Gözlerimde benek benek zebaniler geziyor
Beni bekliyor ağuşun açmış şeytan: "Evladım
Hasretinle Kariya'da çöktüm ihtiyarladım
Asıl evin seni bekler yedi kapımız açık
Bütün dostların burada - gel sılaya dön artık!"

Bir martı. Uğursuz sesi işkence kulağımda
Dedim ne işi var bunun denizin uzağında?
Bana o meşum akşamı hatırlatmak için mi?
Gözcü yuvasından saldı bu kuşu o son gemi?
Benim ufkum yabancıdır kuzgundan gayrısına
Martı sesi yakışır mı bozkırın sarısına?
Paslanmış çakaralmazım işler mi acep son kez 
Bir ders alsın endişemi ihlal eden kerkenez
Kurdum zembereği çaktım bir amansız yalımı
İndirdim bunlu ufkumdan nev-zuhur deccalımı
Süzülürken yere doğru bir damlacık süzüldü
Gözlerimden yanağıma - zavallı martı öldü
Son gemiye binip giden dostlara ağıt yaktım
Karayele binip düşen teleğine bıraktım.

M. Bahadırhan Dinçaslan