27 Nisan 2015 Pazartesi

Adelina'ya Mektuplar -II: Hannas

Hannas

Peşimsıra bir iyelik sancısı adım adım
Nihayetsiz murakıbim, gölgemsin, ayak sesim
Derinliklerden adını çağırdığım muradım
Duam, zikrim, itikafım, dinim, putum, hevesim

Açıp genişletmedin mi sadrımı sen de benim
Ey kalbime fısıldayan, razıyım vesvesenden
Duam, zikrim, itikafım, putum, hevesim, dinim
Sığınmam, iltica etmem, kaçmam kimseye senden!

M. Bahadırhan Dinçaslan

"Biz senin sadrını (göğsünü) açıp genişletmedik mi?"
İnşirah suresi

"İnsanların göğüslerine vesveseler fısıldayan o hannasın şerrinden Allah'a sığınırım"
Nas Suresi

17 Nisan 2015 Cuma

Adelina'ya Mektuplar -I

Bir sıcak haziran ufkumda adın
Tuna'dan, Drina, Arda, Meriç'ten
Bir bulut devşirip içime içten
Bir nisan yağmuru bırakan kadın

Düşünde bir müphem rayiha gibi
Hasretim dolanır sokaklarında
Bir anne aranır dudaklarında
Üsküp'te bir öksüz fatiha gibi

M. Bahadırhan Dinçaslan

12 Nisan 2015 Pazar

Beyler bu başlıkta Bahadır'a sallıyoruz.

Merhaba;

Bir süredir yazıp çiziyorum, resmi kurumlar ya da gayrıresmi topluluklar dahilinde faaliyetler yürütüyorum.

Haliyle, hata yapabiliyor ya da kalp kırabiliyor, insanları incitebiliyorum.

Bu gönderinin altına, "anonim" olarak, varsa görüşlerinizi, özellikle eleştirilerinizi yorum olarak yazarsanız sevinirim. Küfür, hakaret içermeyen her yorumu yayımlayacağım. İnsan bazen yüzüne söyleyemeyebilir, karşısındakini düşündüğünde özellikle; ancak vaktini ayırıp, gerçekten lutfedip benim yazdıklarımı okuyanlar ya da sohbetlerimde bulunanların düşünceleri kıymetlidir. Bu düşünceler doğrultusunda hareket etmeyeceğim elbette: Ancak bu düşünceler benim için birer veri olacak.

Bu sayede, "kendim ile siz" arasında daha sağlıklı bir köprü kurabilir, güzel ve daha işlenmiş, etkinleştirilmiş bir senteze ulaşabilirim.

Şimdiden teşekkür ederim.

M. Bahadırhan Dinçaslan

(Not: Yorum kısmında isminizi ve diğer bilgilerinizi vermeden yorum yapabiliyorsunuz. En kolay çözüm olarak bu blog gönderisini düşündüm. Dilerseniz isminizi de verebilirsiniz tabii.)

6 Nisan 2015 Pazartesi

Tochter aus Elysium

Tochter aus Elysium (Seher Getiren)

Gel bir kılıç gibi zaman mekandan
Sıyrıl da elestî bir haber getir[1]
O gemiler bakiresi ummandan
Beş asır yıllanmış nağmeler getir[2]

Düş cennetten, boynumadır vebalin
Bir Nisan yağmuru misali, sakin
Hafız'ın kabrinden esen yele bin
Natşanım gel mey-i hoş-güver getir[3]

Promete belası o çerağdan[4]
Han Tengri'de çağıldayan bulağdan[5]
Tanrıların arzda gezdiği çağdan
Buğusu üstünde bir seher getir.

M. Bahadırhan Dinçaslan

1: Bezm-i elest, inanışa göre tanrının ruhları cisme büründürmeden evvel topladığı meclis.
2: Yahya Kemal'in, Hafız'ın gazeline yaptığı Neva-Kar bestesi ile ölümsüzleşen Itrî'nin ölümüne dair söylediği: "Belki hâlâ o besteler çalınır / gemiler geçmeyen bir ummanda"
3. "Hafız'ın kabri olan bahçede bir gül varmış..." diye şiirine başlıyor Yahya Kemal. Neva-kar'da, Hafız "bade-i hoş-güvar kû?" diyor. "Kolayca içilen şarap nerede?" demek.
4. Promete, Yunan mitolojisinde tanrılardan ateş çalan.
5. Han Tengri, Tanrıdağları'nın en yüksek zirvesi.