3 Aralık 2013 Salı

Damnatio Memoriae

-Fırat Kargıoğlu'nun muhabbet, sohbet ve dostluğuna hürmetle ithaf olunur-

Malumdur ya kibr-i beşer nisyan ile melüldür1
Ellerim boş ah ellerim bedduaya müstehak2
Muhatap al bu esfel-i safilin gönlü güldür3
Sana kalkıyor yumruğum göster gadrını ya Hak!

Bir tacın kerametidir kahraman olur şaki4
Saltanat bahşeder biat ırz düşmanı hırsıza
Beni de bu yangın eder dehrin namdarı, ta ki
İsi kazısın adımı kadim levh-i mahfuza5

Bir buhur iptilasına yakılan onca kurban...6
-"Niçin" yok, "nasıl" memnudur, "belî"den memnun, niye?-7
"Du sollst!" diyene restimdir, çıkardığım yangından8
Ta yürekten hediyemdir bu enf-i şahaneye9

Sağ elim Herostratus'tur sol elim Ebu Leheb10
Yakub'un halifesiyim übermenschin selefi11
Öyleyse ebussafayım, gelinim bint'ül ineb12
Nedim haklı! Bir yuduma bakar bu gamın def'i13

Şair! Beni de yaz adı anılmayanlarla bir14
Zira hafıza-ı beşer nisyan ile pek malül15
Ne çıkar yazmasa beni tezkirede ekabir16
Kıral yaptı beni çoktan Teksas'ta bir sarı gül17

M. Bahadırhan Dinçaslan

1: insanın kibri, unutuluştan elemlidir.
2: "Ebu Leheb'in elleri kurusun."
3: Esfel-i safilin: Sefillerin en sefili
4: E. A. Poe şiiri "Tamerlane"'de (Timurlenk) geçen bir mısra, Timur'u şöyle anlatıyor: "Taç giymiş bir haydut." Gerçi Timur en sevdiğim Türk hükümdarıdır, ama burada Timur'dan sıyırıp bakmak lazım.
5: Levh-i mahfuz: Olmuş, olan ve olacak her şeyin yazıldığına inanılan "saklı levha".
6: Kimi pagan toplumlarda tanrılara kurbanlar yakılarak adanırdı. Aynı şekilde buhur (tütsü) yakmak da kurban sayılırdı. İnanışa göre, kurbanın ya da tütsünün kokusu, tanrıların gönlünü hoş ederdi.
7: Belî: Arapça "evet".
8: "Du sollst", Almanca bir emir cümlesi, "yapacaksın" gibi bir anlamı var. Nietzsche'ye bir gönderme ancak ayrıntı vermek istemiyorum.
9: Enf: Arapça "burun". Enf-i şahane, "majestelerinin burnu".
10: Herostratus: Tarihe geçmek uğruna Artemis tapınağını yakan Yunan. Bu işi sebebiyle adı "Damnatio Memoriae" ilan edilmiş, yani anısı lanetlenmiş, adının anılması yasaklanmıştır.
11: Yakup: Kimi İbrani kaynaklarda Tanrı'yla güreştiği söylenen peygamber.
12: Ebussafa, "sefanın babası". Yine Nietzsche'nin "Böyle Buyurdu Zerdüşt" kitabına bir gönderme. Bint'ül İneb, Arapça "üzümün kızı" anlamına gelir, şarabın lakaplarından biridir.
13: Nedim'in "zahid ölür gider gam-ı havz-ı behiştten / biz bir kadeh şarab ile def-i gam eyleriz" yani "zahid cennetin havuzunun [şarabı] derdinden ölür gider / biz ise derdimizi bir kadeh şarapla def ederiz" beytine gönderme.
14: "İşte onlar, o adı ağza alınmayanlar, / Gözlerinde çürükler, kollarında çürükler." Faruk Nafiz Çamlıbel
15: Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür, yani insan hafızası unutmak ile illetlidir.
16: Zamanında yazılan bir şairler tezkiresinde adı geçmeyen Nedim, "hisaba saymasa nola ger ahbab bizi / biz zümre-i şairanda müstesnayız" yani "dostlar bizi hesaba saymasa ne olur / biz [gerçek] şairler arasında müstesnayız" diyor.
17: "Yellow Rose of Teksas" şarkısından mülhem. Bu meçhul kız, şarkıya göre, "bir adamı kıral yapabilir" imiş.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder