25 Kasım 2014 Salı

Asya'ya Ağıt

Ayın Allah'ı görmemiş karanlık yarısından
Balamir'in hasretini azık bırak heybeme
Bana biraz yeşil büyüt bozkırın sarısından
Allı pullu yaşmağını ört de gönül Kabe'me
Göğün toyunda başıma sen dökül darısından

İki elim kırık çamçak tamu ağzınca susuz
Köpük yumak kımızına göklerin sürüsünün
Bir damlanın serabına çöllere vurdu Oğuz
Kamlançu'da sam yeline binip de Açığma-kün
Koydu Burkay'ı bir kuru ağacıyla yalavuz

Bir feveran işitildi Burhan Haldun dağından
Mor süsenler ağıdına taşlar insafa geldi
Atalar ağladı kadim balballar çatlağından
Bozlağımız temren olup göğün zarını deldi
Geçemedi Bay Ülgen'in kapanmış kulağından

Bir fırtına tuttu bizi Gülendam albız aldı
Görününce Görklü Tanrı bir ak koca donundan
Kargışından bir kızıl sis Tanrıdağ'a ucaldı
Kömbemize ağu düştü ak baldıran unundan
Öfkesini üstümüze bir ordu gibi saldı

Han Tengri'yi saklayınca çekik gözlerimizden
Bir tespih dağılır gibi dağıldık bozgun olduk
Ne pençemiz yarasından ne kanat izimizden
Nişan kalmadı göğümde kartaldık kuzgun olduk
Ejderhalar türer oldu kadim denizimizden

Kamambal'da Osman Batır, Altay'da Çoros Gurkin
Dokuz dallı darağacı Türk doğmak demek idam
Çeğen Tepesi'ne koşan bir bıyık kadar eşkin
Kür Şad çağırıyor bizi gel gidelim Gülendam
On üç asırdır bekliyor daha da beklemesin

M. Bahadırhan Dinçaslan


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder