17 Ekim 2010 Pazar

Parklar I




Parklar: 'U'nun Melankolisi

Kimsesiz şairler parklarda ölür
Bir yankı ararken orman sesinden,
Ağaçların zehirli nefesinden;
Sızan ağu kalplerine gömülür,
Kimsesiz şairler parklarda ölür...

Adımlar takipte vakur ve ağır...
İlham denen o perinin ardından,
Daha latif, şaraptan ve kadından;
Son mısra... Havada asılı kalır,
Adımlar takipte...Vakur ve ağır...

Akıbeti meçhul bir yazgıdır bu,
Bir cenin rahimde anneyi arar,
Yıkılır; çatırtı semayı sarar
Aşklarına engel olan her tabu,
Akıbeti meçhul bir yazgıdır bu...

Karanlık çökende meşum haydutlar,
Parklara doluşur bozulur sükun,
Kahkahalar atar binlerce melun!
Şairleri alan ölümü kutlar,
Karanlık çökende meşum haydutlar...

O parklar ki,kadim birer yadigar,
Şairlerin ölmediği günlerden,
Kurtların hür ve aç gezdiği yerden,
Bize son hatıra, bir anıt mezar...
O parklar ki... Kadim birer yadigar...

Anneler! Bu akşam çocuğunuzu,
Alın da gezdirin biraz parklarda
Üstünde can verdiğimiz banklarda;
Oturtup, düşünün biraz sonsuzu,
Anneler, bu akşam çocuğunuzu...

Biz de bir zamanlar böyle çocuktuk,
Büyüdük vaktinden epeyce erken,
Rüştümüzü ispat ettik ölürken...
Biz de karanlıktan delice korktuk,
Biz de bir zamanlar böyle çocuktuk...

Dünya bu, döndükçe böyle çocuklar,
Ölecekler belki bizden de evvel,
Ve muğlak muallak muhal muhtemel,
'Belirsiz' bir sır saklayacak parklar...
Dünya bu... Döndükçe böyle,çocuklar!

Muhammed Bahadırhan Dinçaslan



2008

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder